CHP'ye Duble Seçim

CHP YE DUBLE SEÇİM

 Yakında seçim olursa ki; olacak gibi görünüyor. CHP seçmeni iki karar vermek zorunda kalacak. Ya demir attığı limanda  kalacak, gemisini bakıma alıp seçime hazır olacak ya da  Memleket Hareketi  ile ummana açılan Muharrem İnce' nin peşine takılacak.  
  Karar vermek çok da kolay değil. Bugün merkez parti güçlü görünse de zemin buz pisti gibi kaygan. Her an herşey olabilir. Siyasetin ipiyle kuyuya inilmez. Seçmen karar verdiği zaman bütün olasılıkları düşünmek zorundadır. 
  Benim gönlüm CHP nin oy kaybetse bile ayakta kalmasından yana. Yılların başarısızlığını taşıyan seçmen (Artık yeter!) derse bir bakıma haklıdır. Üst üste yapılan uygulama hataları unutulmuş görünse de; izler henüz silinmedi. Ekmeettin Bey, Abdullah GÜL, sağdan oy alabilmek için atılan adımlar, kadroların belirlenmesinde  tercih edilen yöntemler partinin dokusuna aykırı oldu.
Sayın Başkan KILIÇDAROĞLU'nu can kulağıyla dinlerseniz söylediklerinin her biri mücevher değerinde olduğunu algılarsınız. Karakterine, insani değerlerine kimsenin sözü yoktur diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi sizin dinlemeniz gerek. Ben kendi adıma aradığım coşkuyu, vurguyu, etkiyi bulamıyorum. Çünkü bazı konuşmaları siz dinlersiniz. Bazı konuşmaları, dinlemek istemeseniz de duyarsınız. Bazı konuşmalar, akılcıdır, doğrudur, kalitelidir ama  iz bırakmaz. Bazı  konuşmalar, yalandır, yanlıştır, kalitesizdir ama her ne hikmetse duyarsınız. Bu konuşmacının yeteneği ile ilgili sanırım. Bir de kanıtlanmış gerçekler var. Konuşmanın dinleyen üzerindeki etkisi;   % 7 konuşmanın içeriği, % 38 ses tonu % 55 vücut dili mimikler.  
      Adam çıkar öyla bir konuşur ki yüzde yüz emin olduğunuz bir konu bile düşünce çarkınıza takılır.( Acaba !) dersiniz bilinçsizce. Konuşma, dikkat çekme, kendini dinletme, ikna etme, dinleyicide  güven  sağlama apayrı bir yetenektir. Bu yeteneğe sahip;  yüreği pas tutmuş, zihni karanlıkla beslenen zararlı ideolojilere kapılmış liderlerden Allah hepimizi uzak tutsun, korusun. Toplumun, insanlığın yararına çalışan, olumlu fikirler üreten vizyon sahibi bir liderde de bu yetenek varsa  başarı katlanır. Lider seçimlerinde  bu  özelliklere dikkat gerekir.  Evet CHP  nin başarılı olmasını çok istiyorum. Ama bu onu eleştirmeyeceğim anlamına da gelmesin. Ben sormasam bile, birileri Muharrem İNCE hakkında ileri geri konuşanlara soracaktır; Muharrem İNCE bu kadar işe yaramaz biri ise neden CHP  O' nu Cumhurbaşkanı adayı yaptı. Eğer Cumhurbaşkanlığına aday gösterecek değere sahipse; bugün neden çirkin sözlerle aşağılanıp hakaret ediliyor? Ya kazanmış olsaydı?
      Muharrem İNCE ' yi Cumhubaşkanlığına aday olduğu sırada pek çok CHP li gibi dikkatle izledim, dinledim, ayakta alkışladım. İlk kez bu coşkuyu yaşadım. Kıvrak zekasını, hazır cevaplılığını takdir ettim. O' nda bir lider kumaşı olduğunu düşündüm.  Seçimin sonucu hepimizin kafasında bir kaos olarak kaldı. Muharrem İnce ve CHP o gece ne yaşadı bilemedik. Her ne kadar bugün bazı CHP liler( tü kaka)  ilan etseler de; hakkını vermek gerekir... Yanlışları olmuştur olmamıştır. Bu konuya girmiyorum. Başlattığı hareket belki kendi sonunu getirecek, belki yılların CHP sine zarar verecek. Bütün bunları zaman içinde yaşayanlar görüp öğrenecekler. Bugün asıl olan; parlamenter rejimi ve demokrasiyi  korumak yaşatmaktır. 
       Zamanında Rahmetli ECEVİT aynı şekilde yolunu ayırdı. Sonuç ortada. Demokrasilerde bunlar hep yaşanır.  Kaliteyi düşürmemek,  siyasetin fıtratında olsa bile; belden aşağıya vurmamak gerekir. Hiç olmazsa;  bazı arkadaşlarımız farklı kulvarlara geçmeyi seçtiler,  birliğimizden kopmaları bizi elbette üzdü. Bu bir ilk değildir son da olmayacaktır)demek, çok mu ağır? Böyle dendi diye herkes başını alıp  gidecek mi? Hayır, sonuna dek desteğini esirgemeyecek olan partililerin sayısı artacak, parti  eksiklerini tamamlayıp daha büyük güç ve inançla yoluna devam edecektir diye düşünüyor, umuyorum.
       Ana sağ partilerde biat kültürü olduğu halde  zaman zaman parçalanmalar oluyorsa demokrasiyi yaşatmaya çalışan bir partide  hayde hayde olacaktır.  Düşüncemi basit bir örnekle anlatmaya çalışacağım.
        Genellikte köy hanımları eriştelik hamur yuğururlar. Bu hamurun bir kısmı kalın eriştelik, bir kısmı ince eriştelik olarak kesilir. Bir kısmı kavurulur, farklı tat elde edilir. Ayrıca; bir kısmı minik kareler halinde, diğer bir kısmı da biraz daha iri kareler halinde çorbalık olarak hazırlanır... Hamur aynı hamurdur...
       Parlamenter rejimi oturtmak isteyen, Atatürk ve Cumhuriyet çizgisini izleyen partilerin de hamuru aynıdır. Demokrasinin gereği olan düşünce özgürlüğü; bu partilerin aynı yöne ayrı çatılar  ve ayrı liderlerle gitmesinin nedenidir.
        Tek çatı altında olmasa bile, bu partiler meclis kararlarında birleşirler. Ülke çıkarları konu olduğunda, birlikte hareket ederler. Barajın düşürülmesi bütün görüşlerin devlet katında temsil edilmesi için yararlıdır, şarttır.  Sonuç ülkemizi aydınlığa çıkarsın, irticanın yolunu kessin.
      Yaşasın  Laik Demokratik Türkiye CUMHURİYETİ !
      ULVİYE KARA AKCOŞ

15-02-2021/BANDIRMAGERÇEK