Boyalı Kuş

BOYALI KUŞ

Boyalı Kuş, Jerzy Kosinski’nin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan bir film. Romanı uzun yıllar önce okumuş,bir insanın hayatında yaşayabileceği kötülüğün ne kadar sınırsız olabileceğine dair bir fikir edinmiştim. Filmi bu bilgiyle biraz merak,biraz da sakınarak izledim.Sakınarak diyorum çünkü filmin ağır bir duygusal yük bindereceğini hissediyordum.Gerçekten de filmi baştan sona midemde bir taş varmış gibi izledim.

Savaş,Freud’un Dürtü-Çatışma Kuramında yer alan Ölüm Dürtüsünün kitlesel olarak şahlandığı bir insan pratiğidir. Freud 1.dünya savaşına tanık olduktan sonra , kuramına mortido (ölüm)enerjisini ilave etmiştir. Kişinin kendisini ya da başka canlıları öldürme arzusunu ifade eden kavram,bir bakıma Freud’un insanlık için duyduğu umutsuzluğun bir ifadesidir. O’na göre insan doğası kötüdür,yıkıcıdır.İnsanın şeytani karanlık yanı, libidosunu yani yaşam enerjisini kuşatıp onu boğabilir.

Jerzy Kosinski’nin romanları, onun 2. Dünya savaşı yıllarındaki trajik sürüklenişinin yansımalarını taşır.Kitaplarında vahşetin yanında, aldatma-aldanma, düşmanlık temaları çokça görülür.Olaylar örgüsüne, temel motivasyon olarak ‘dişe diş-kana kan’ düsturunun emrinde iş gören parlak bir zeka ve karmaşık kurgular eşlik eder .

Savaşta yaşadığı travmalar,çocuk Kosinski’yi bir dönem dilsizliğe itmiştir. Filmde, dilsizlik donuk mermerimsi bir yüz ifadesini tamamlar. Dil, iletişimin temeli olarak başka insanlarla bağlantı yoludur. Bağlanma, irtibatta olma temel bir yaşam fonksiyonudur. Nefes almak gibi zaruri bir ihtiyaçtır. Kosinskinin benliği-kişiliği savaş yıllarında parçalanırken ,neredeyse hayatla ve kendisiyle bağlantısını yitirecek noktaya gelmiştir. Onu hayatta tutanlar sonsuz gibi görünen yaşama isteği, savaş öncesi dönemde ailesiyle sürdüğü hayatıına dair anılar ,zaman zaman sevgi ve bakım alabileceği insanlarla karşılaşmalarında sınırlı da olsa ruhsal bir beslenme yaşamasıdır. Gerçekten de, niteliği ne olursa olsun başka bir insanla kurulan ilişki, bağlantı insanın hayatta kalmasının koşuludur. Bu temel bir nedendir bir bakıma. İnsanın hayata tutunmasının olmazsa olmazıdır.

Belki de bu yüzden, yıllar sonra çok sevdiğini söylediği karısını ağır bir hastalık sürecinin sonunda kaybettiğinde ,hayatına devam etmek için iyi bir neden bulamamıştır. Başına geçirdiği plastik bir torbayla kendini nefessiz bırakarak hayatına son vermiştir. Bu trajik ölüm, Kosinski’nin savaş dönemindeki travmatik yaşantıların, anılarının etkisinden kurtulamadığını düşündürür.

Aygün Özer, Uzm. Psikolojik Danışman aygun_ozer@yahoo.com

Bütüncül Psikoterapist-Cinsel Terapist

04-03-2022/AYGÜN ÖZER/BANDIRMA