Bandırmaspor'a da Bir Guy Ruox!
Bandırmaspor'un bu sezon kent dışında olduğum için sadece ilk devrenin son maçını izleyebildim. İlk devrede takımın genel performansıyla ilgili bir seyirci gözüyle değerlendirme yapmayacağım. Ancak eğer Etimesgut maçında olduğu gibi bir kurgu ile oynanıyorsa ve teknik sorumlu kardeşimizin müdahaleleri böyle ise sezon sonu hedefini gerçekleştirme şansımız olduğunu düşünüyorum. Gerçekleşirse ne olur o başka bir hikayenin konusu. Öncelikle diğer oyuncuların emeğini göz ardı etmeden Erkan Taşkıran'ın takımı maestro gibi idare etmesi ve üç bölgenin geçişlerin doğru işlemesiyle ilgili yaptığı pek alışmadığımız için söylüyorum özel çabası tüm diğer futbolculara örnek nitelikte başka hayallerimiz içinde umutlarımızı arttırdı.
SÖYLEMEK İSTEDİĞİM ALDIĞIN PARANIN HAKKINI HELAL ETTİRECEKSİN.
30 yıldan beri izlediğim Bandırmaspor maçlarında bu anlayışta olan çok az futbol emekçisi izlediğimi ifade edeyim. Tıpkı Türkiye'nin tüm sektörleri gibi işini iyi yapmaktan imtina eden bu sektörde de çok düşük ruhlar ortalıkta dolaştığını kabul edersiniz. Bunlar şehir şehir kasaba kasaba dolaşır sistem içinde ezilen baskılanan aşağılanan ruhlarını stadlara gelip bir nebze giderecek genelde kaybedenlerin hayallerini sömürmekle kalmaz onlara yuva olan külüplerini sömürür borçlandırır sonra da çekip bir başka kente giderler. Kitlesel spordan uzak tutulmuş sporu sadece seyretmekten bahis oynamaktan ibaret sanan sefil proleterya sınıfı olarak hemen her kasabada yağmurda çamurda soğuklarda sıcakta renklerinin peşinde kentten kente dolaşır dururuz.. Ama kent aidiyetini temsil eden formalarımız giyip sahaya çıkanların hiç bir emek sarfetmediklerini görüp kahroluruz . Doksan dakika belli kurallar dahilinde rakibini yenmekten ibaret olan basit bir oyun için samimi emek vermek şöyle dursun her türlü sahtekarlığın kitabını yazarlar koşmazlar mücadele etmezler 45 dakika oynanan oyunda yerlere yatıp zamandan çalarlar hakemleri yanıltırlar teknik direktörlerini dinlemezler, acımasızca sertliklerle sakatlıklara yol açarlar. Dünyanın en yeteneklisi olsanda bu tür birlikteliklerde ruhunun kirlenmemesi söz konusu değildir.
Başarılı teknik direktör olabilmek işte bu noktada biraz şans işi . Yetenek özveri azimli güzel ruhlu bir ekibe denk gelmekte şans işi ama başarı için mutlaka samimiyetle özveriyle çalışmak gerekiyor. Özveriyle çalışmaya başlasanda kulüp yöneticilerinin eldeki tüm olanaklarla samimi olarak arkanda desteğini hissetmen gerekiyor. Vaktiyle bir AUXERRE efsanesi dolaşırdı gençliğimizde . Amatörden sırasıyla yükselerek Avrupa kupalarında firtinalar estiren küçük bir kasaba takımının hikayesi. Ve Teknik Sorumlusu GUY ROUX . Tanıdık isimleri biliyorsunuz Alex Ferguson,Guardiola,Mourinho gibi isimler de özel ama ayrı bir kategori. Oysa futbol tarihinde benzeri olmayan bir işe imza atan Guy Roux’ diye biri yaşadı.
Guy Roux futbolu bıraktıktan 1 yıl sonra 1961 yılında, o yıllarda Fransa'da amatör bir kasaba takımı olan Auxerre’deki teknik direktörlüğü en az maaşa razı olarak gerekirse odun bile kesebileceğini ifade eden mektubuyla başlar. "Association de la Jeunesse Auxerroise" kısaca AJ Auxerre, Fransız futbol takımıdır. Bourgogne bölgesinin Auxerre kentinin takımı olarak 1905 yılında kurulmuştur. Forma renkleri mavi-beyaz olan kulüp, maçlarını 24.000 kişi kapasiteli kasaba stadında oynamaktadır. Başvurular arasında en az maaşı isteyen ve en genç olan Guy Roux’dur. Kulüp Başkanı onu seçer ve Guy Roux asgari ücret karşılığında Auxerre’in başında teknik direktörlüğe başlar. Guy Roux, ilk olarak Auxerre halkını takımla bütünleştirmek için çalışmalar yapar. Auxerre kasabası az nüfuslu olmasına karşın o dönemde, ülkenin önemli üretim merkezlerinden biridir.
Guy Roux bizim teknik direktörler gibi oturup beklememiş yan gel yatmamış çiftçilik ve ahşap üretiminde ülkenin önemli merkezlerinden biri olan kasabanın imkanlarından faydalanmak için kapı kapı gezmeye başlamış. Dükkan dükkan gezmiş. Sohbet etmiş. Çiftçileri ziyaret etmiş takıma keçi ve gübre bağışlamaları için ikna etmiş Auxerre’in ilk futbol sahası da bu gübrelerle oluşturulmuş.
Kasabanın kadınlarına ve futbolcu eşlerine giden Roux, onlardan takımın antrenmanda giymesi için önlük dikmelerini istiyor. Gecesini gündüzüne katan Roux her zaman kulübe gelen ilk kişi ve kulüpten çıkan son kişi oluyordu. Gecesini gündüzüne katan Roux her zaman kulübe gelen ilk kişi ve kulüpten çıkan son kişi oluyordu. Futbolcularını antrenmanlarda daha önce hiç görülmemiş bazı çalışmalara tabi tutuyor ve bu çalışmalarının karşılığını 1970 yılında 3.Lig’e yükselerek alıyor. Disipliniyle alakalı o kadar şey anlatılır hikayeyi ataran kişiye göre futbolcuların gece Paris’e gidip gitmediklerine arabalarının kaputlarının üstüne elini koyarak kontrol edermiş..
Guy Roux’un Auxerre’i 1979/80 sezonunda Lig 2de şampiyon olduğunda kimse onların Avrupa’nın en iyi takımı olacağını tahmin bile etmiyordu. Aynı sezon Fransa kupasında finale çıkma başarısı gösterirler fakat Nantes’e penaltılarla elenirler...Takım Lig 1’e çıktıktan sadece 4 sene sonra ilk önemli ve büyük başarısını 1983/84 yılında ligde üçüncü olarak gösterir ve UEFA kupasına katıldılar. UEFA’da ilk turdaki takım Lig’de okadar istikrarlıydı ki aynı sezonu 4. tamamlayıp gene UEFA kupasına katılma başarısı gösterdi.Sadece 4 sene önce Fransa ikinci liginde mücadele ederken sürekli avrupa kupalarına katılan istikrarlı bir takım haline gelir .
Guy Roux bir Kasaba takımı olan AJ Auxerre'i 44 yıl boyunca çalıştırmış ve amatör ligde sıradan takımken Fransa şampiyonu yapıp Şampiyonlar ligi çeyrek finaline kadar çıkarttı .Geçmişi ve tarihi olan takımları değil bilinmeyen bir takımı Dünya çapında tanınır hale getirmiş ve bununla kalmayıp bölgedeki gençlerden heryıl yaptığı seçmelerden çıkardığı gençlerden sayısız iyi futbolcunun yetişmesinde başrol oynamıştır. Eric Cantona,Basile Boli,Enzo Scifo,Mexes bunlardan sadece bir kaçı.
Ünlü futbolcu Eric Cantona bir söyleşisinde :"Ailemden Marsilya'da 600 km uzaklıktaki Auxerre'ye gitmek için ayrıldım.Sadece 15 yaşındaydım. Biz genç oyuncular için Guy Roux bir baba gibiydi.Onu çok sevdim ve saygı duydum.Bazı kulüplerde öyle değil ancak Guy Roux,Auxerre'in büyük bir aile gibi olmasını sağladı."demiştir.
Bunları niye yazdım. Bandırma ile AUXERRE'in eşleşen özellikleri var. Kuruluşundan sonra geçen 50 yıldan fazla süre içinde şimdi 150 bin kişinin yaşadığı kentin Auxerre gibi başarlı olmaması için bir neden yoktu. Ama burada izlediğim 30 yıılık süre içinde Anadolunun her ili ilçesi gibi Bandırma berbat bir piyasalaşmış futbol kültürünün mağduru olmaya devam ediyor. Kent bütçesine katkı yapabilecek büyük miktarda paralar gelip geçici başarıla hedeflerinde ziyan edilirken üstelik büyük paralarla borç tuzaklarında adeta süründürülüyor. Her şey kötüye giderken mucizeler yaşanır derler misali Bandırmaspor'un sahada ve yönetim olarak iflas bayrağını çektiği anda geçen sezon bir mucize oldu Onur Göçmez diye birisi çıktı geldi. Gençliğinden beri Bandırmaspor sevdalısı olmaktan kaynaklanan ilgisiyle kulübe verdiği maddi desteğin yanısıra asıl önemli olan takım ruhu olmanın tohumlarını ekti ve sezon sonunda mucizevi bir anla küme düşmekten kurtulmuş olduk.Kulübün geçmiş yıllardan bakiye ağır yükümlülüklerinin verdiği sıkıntılar içinde ilk devre gösterilen başarıda bir mucize. Ancak mucizeler gelip geçici ve gerçek başarıların yaşanması bilimsel kriterlere bağlı.
Bugün Bandırma'da bana göre GuyRoex olabilecek çok sayıda Bandırma'lı futbol kişileri tanıdım. Ama yönetim standartları hep farklı kriterlere baktığından bu isimlere türlü bahanelerle hiç şans verilmedi. Destek verilmedi. Bu isimlerden bazılarını amatör alanda verdikleri mücadeleyi çabayı uzaktan yakından elverdiğince izledim. Ve emeklerinin nasıl heba edildiğini de üzülerek izledim. Yetiştirdikleri genç değerlerin kendi yaşadıkları kentte takımlarına yükselme şanslarının önü kapalı olmasından dolayı bulamadıkları şansın kurbanı olan emekleri ziyan edilen nice yetenek gördüm. Bu yetenekler için çırpınan amatör ruhlu futbol insanları hocaları gördüm.
Buna karşılık bir sezonda 500- 600 bin liralar gibi fahiş paralarla anlaşıp sahada hiç ter dökmeden emek vermeden kulübünü misafir oldukları kenti gözgöre göre dolandıran kötü ruhları da gördüm.
Şimdi BANDIRMA'da böyle isimler gerçekten var mı diye merak edenler için size bir öneride bulunacağım. Bandırmalıların tanıdık ismi Ekrem Noyan 'ın kendi çabasıyla hazırlayıp düzenlediği bir site var adı www.bndspor.com . Noyan bu sitede Bandırma'nın amatör olsun profesyonel olsun futbol emekçilerini unutulmuş değerlerini birer birer tanıttığı yerel spor haber sitesini ziyaret etmenizi diliyorum. Ekrem Noyan'a emeği için Bandırma adına teşekkürler. Umarım Bandırma'da sadece futbola değil tüm branşlara emek veren hizmet veren kişileri tanıtırken verdiği bütün bu çabalarının ince mesajı yerini bulur.
26-12-2019/BANDIRMA
"guy roux için bakınız : google"