Bandırma'da Vakalar Artarsa Sorumlusu Kim Olacak

Bandırma Kaymakamlığının görevi,
İsrail'i protesto edenlerin konvoylarına izin verip öte yanda..
Gariban insanların elinde poşet yok diye ceza kesmek midir.?.. 
Yasak varsa herkese eşit uygulanmalı ve kimseye imtiyaz tanınmamalı.
Bir yanda araçla hiçbir yere gidilemeyecek diye kural koy, diğer yandan onlarca araçlara, protesto adı altında konvoy oluşturmasına izin ver..

Fotoğraflar da görüldüğü gibi, Cumhuriyet meydanını günün deyimi ile "lebalep" insanlarla miting alanına çevirmesine izin ver. Bandırma'da; hiç bir yetkilinin kapısını çalmadığı emekli, emekçi, işsiz, günlük yevmiyeci dahil  esnaf, zanatkar, sanatkar bir an önce pandemiden kurtulmak için dükkanını kapatıp evlerine kapandığı bir dönem de, bugünden sonra Kovid/19 pandemisi çoğalırsa sorumlusu kim olacak?
Bandırma'nın özel günü olan 10 Mayıs 2021 günü Saat 22:30'da DÜNYA BANDIRMALILAR GÜNÜ  için on dakikalık  bir kaç meşale yakılmasına izin verilmedi!. Kısıtlamalar nedeniyle ne milli ne dini bayramlarımızı kutlayamadığımız, ölülerimizi ziyaret edemediğimiz bir dönemde,nitekim toplumsal  sorunları sıkıntıları ifade etmek için çok sayıda insan ,dernek, siyasi parti ,sendika bağrına taş basmış , sağlık için sorumluluk yüklenmiş yasak konulmuş  kurallara uyuyor bekliyor..

Bu insanlara kim izin verdi?

Bizler sokağa çıkamadığımız için sosyal medyalarımızda “İsrail’in işlediği savaş suçunu kınarken” kendileri özel imtiyazlı kitle  gibi özgürce toplanan insanlar nereden, kimden güç almaktadır.
Bu insanlara izin mi verilmiş? Verilmişse Maske-Mesafe-Hes kodu- Ateş ölçer  nerede?

İnsanlarımızı ayrıştıran işler hoş değil.

Elinde poşet olmadığı için veya  yürüme ihtiyacı duyan yada istediğini bulamadığı için başka markete gitmek isteyen insanların yediği cezalar sizin için ne ifade ediyor?
Kusura bakmayın Sayın Kaymakam, o kesilen cezalar yok hükmündedir artık. Kesilen cezaları mahkemeye taşıyan kişiler meydanda ki lebalep insanların toplandığı fotoğrafları da mutlaka dilekçesine ek olarak sunacaktır. Ayrıca dilekçesine "Kaymakamlığın kolluk kuvvetlerine verdiği yetkiyle bana kesilen ceza, yine kaymakamlığın verdiği yetkiyle fotoğrafta görüldüğü gibi görevini suistimal ederek imtiyazlı insanların sokağa çıkmasına, toplumsal sağlığı riske atabilecek şekilde maske-mesafe kuralına uyulmadan toplanmasına izin vermiştir." diye yazılacak ve kuvvetle muhtemel kesilen cezalar iptal edilecektir.
Denilebilir ki, Türkiye'nin her tarafı aynı zamanda böyleydi. Ben yaşadığım Bandırma özelinden sorgulamak zorundayım ve öyle yaptığıma inanıyorum, benim gibi pek çok insan da aynı rahatsızlığı duymuş ki telefon yada sosyal medya üzerinden konuştuğum da rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.
Ayrıca bugüne kadar çalışmalarını taktir ettiğim Sayın Kaymakam beyin, gündüz sıkı uygulama yaptırırken, akşama doğru tam tersi karar vermesini de ilginç buldum.
Yasak varsa herkese eşit uygulanmalı ve kimseye imtiyaz tanınmamalı.

Sizlere hukuk fakültesi 1.sınıfta derslerinde geleneksel olarak anlatılan  Alman Atasözü "Berlin’de Hakimler Var“ hikayesinden bahsedeyim.
Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçerken çok beğeniyor ve “Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen.
​Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.
– Buyurun?
– Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
– Satmıyorum ki ne parası?
– Saçmalama Kral istedi.
– Bana ne! Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki!
​Adamları gelip Kral’a diyorlar ki;
– Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. “Satmıyorum” dedi.
– Çağırın bakalım bana şu adamı.
​Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor. II. Frederick:
– Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?
– Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
– Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.
– Sen koskoca Kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!
​II. Frederick ayağa kalkıyor;
– Unutma ki ben Kralım!
​Değirmenci bakıyor ve diyor ki;
– Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz.
Potsdam’da Sansosi Sarayı. 
Saray ve değirmen yan yana. 
Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor.
​Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;
– Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?
​II. Frederick diyor ki;
-“ADALET HER SABAH bana, SICAK BİR EKMEK kokusuyla gelirdi.”
Kısaca; güzel günler er veya geç gelecek çocuklar!  
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Ozanca

13.05.2021-BANDIRMA