SU’DAN SOYGUN
Bandırma’nın ve Bandırmalı’ların bitmeyen tartışması su fiyatlarıdır.
Bu tartışmaya her cenah başka bir yerden bakar. Kimisi der “Canım sizde CHP’ye oy vermeseydiniz”. Derken diğer taraf başka gerekçeler öne sürer. Ama ortada değişmeyen gerçek ise fahiş su fiyatları ve su’dan zenginleşen Büyükşehir Belediyesi.
Su fiyatlarının yüksekliğine yönelik öne sürülen en büyük ve gerçekçi gerekçe ise Gönen Barajından gelen içme suyunun iletim maliyetinin yüksekliği. Tabi biz toplum olarak “ben bilirim”, “ben yaptım oldu”, “hele bir başlayalım sonrası Allah kerim” dediğimiz için işe başlamadan yeterli etüt çalışmalarını yapamadığımız birçok proje ve yatırım ya çürümeye terk edilmiştir yada “astarı yüzünden pahalıya” gelmiştir. Şimdi burada geçmişe yönelik iletim projesi yanlışına bir virgül koyup aslı konumuza dönelim.
*
Yazıya başlamadan önce su fiyatlarıyla ilgili belediyelerin sitelerinden Ağustos ayı itibariyle küçük bir araştırma yaptım. Bazı şehirlerin su fiyatlarını paylaşmak istiyorum.
Daha yükseği yok!.
Bundan sonrakiler daha düşük. Burada belirtmek istiyorum ki özellikle Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Yardım alan abonelere daha düşük bir fiyat uyguluyor. Biz tekrar şehrimize gelelim. Konu sadece birim su fiyatı değil. Bir de atık su bedeli adı altında aklımızla dalga geçen tüm toplumu “saf” yerine koyan bir bedel var. Bu bedel de her şehirde farklılık gösteriyor. Ama fiyatların birbirine yakın olduğu iki şehirden örnek vermek gerekirse İzmir’de Atık Su Bedeli 5,45 TL iken Balıkesir’de 5,47 TL. Evet, arada fark yok dediğinizi duyuyorum. Arada çok büyük bir fark var. İzmir’de Atık Su Arıtma ünitesi var ama Bandırma’da yok. Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin internet sitesinden araştırdım. Maalesef Bandırma’da Atık Su Arıtma Ünitesi (henüz)yok. Dolayısıyla olmayan bir hizmetin parasını bizden yıllardır alıyorlar. Belediye gelirlerini düzenleyen, yasa, yönetmelik, tebliğ, yargı kararlarına incelediğim kadarıyla hepsinin sonucu şu: Hizmeti verilmeyen bir işin bedeli alınamaz. Alınırsa ne olur? Alanın yanına kar kalır. Şimdi su faturalarında oynanan oyunu bir kez daha dikkatinize çekmiş bulunuyorum.
Burada hizmeti verilmeyen bir iş karşılığı bedel ödenmesiyle ayrıca çifte vergilendirme yansıtılıyor. Bir yandan Atık su bedeli tahsil ediliyor öte yandan bu bedelin KDV’si tahsil ediliyor.
Şimdi buraya kadar yapılan bu uygulamaların bütün günahı vebali Büyükşehir’in. Bunu bir not olarak yazalım.
Peki, Büyükşehir’in bu kadar keyfi uygulamalarına karşı Bandırma Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerinin hiç mi suçu yok?
Yerel iktidarın sorumlusu CHP İlçe Örütü ve Sayın Doktor Başkanının hiç mi hiç suçu yok.
*
Seçimlerin ertesi günü sanki bir önceki dönem meclis üyesi değilmiş ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi, enkaz devraldık, işler bildiğimizden de kötü deyip bir önceki Başkan Dursun Mirza’yı değersizleştirmeye çalışarak Yücel Yılmaz’a yaklaşmaya çalışan Tolga Tosun’un hiç mi suçu yok? Eksiklerini ve yanlışlarını eleştirme hakkımı saklı tutarak ( ki daha önce eleştirel bir çok yazım bulunmaktadır) Dursun Mirza’nın Büyükşehir Belediyesine karşı direnişi ve Bandırma’nın çıkarlarına korumaya yönelik mücadelesini “şiir gibi yöneteceğiz” diyerek bırakıp teslim olmak kimin işine gelir? Şimdi Av. Belediye Başkanı bu teslimiyetçi yaklaşımıyla kimin değirmenine su taşımıştır?
Şunu çok iyi biliyoruz ki başta Bandırma’dan toplanan katı atık bedellerinin tahsili için icra işlemine başvurmak zorunda kalan Dursun Mirza’nın tavrına karşı, “şiir gibi yöneterek” Bandırma’nın çıkarlarını savunabildiniz mi?
Daha 15-20 gün öncesine kadar ses çıkarmadığınız Eski askeri Çamlık projesinden saf dışı edilince birden kuyruğuna basılmış gibi bağırmakla kimi kandıracağınızı düşünüyorsunuz?
“Yiğidi öldür ama hakkın ver” diye saçma da olsa bir atasözümüz var. Evet eksikleri ve yanlışları için eleştirdiğimiz Dursun Mirza’nın keşke çeyreği kadar iş yapabilseydiniz. Keşke onun kadar Bandırma’nın çıkarlarını savunabilseydiniz. Eline Bandırmaspor Bayrağı alıp tribünlerde amigo gibi davranmakla spora ve Bandırmaspor’a destek olunmuyor. O konuyu da bir sonraki yazıda değineceğim.
Yazık çok yazık. Kayıp 3,5 yıl. Geleceği karartılan bir şehir. Ağır Metal OSB ile güvenli bir liman olmaktan çıkan, arsa spekülatörlerinin cirit attığı, herkesin üstüne ölüm sessizliğinin çöktüğü bir şehir.
Ve bu şehrin “Bende müteahhittim. Dertlerinizi biliyorum. Ancak ben çözebilirim” diyen Avukat Belediye Başkanı.
25-08-2022/CEVDET AYAN