Bandırma'da Operasyon Bitmez!..

30 Ocak 2019 tarihinde gazetemizde şöyle yazmıştım;
Dilimizdeki “Hırs” kelimesi Arapça kökenlidir. Bildiğimiz gibi “sonu bulunmayan istek” anlamına gelmektedir. Buradaki istek kişinin kendine dönük “sahip olma” isteğidir. Aynı kökten gelen “haris” kelimesi “hırslı”, “açgözlü”, “aşırı düşkün” gibi karşılıklarla özdeştir.
“İhtiras” kelimesi ise yine Arapça kökenli olup sözlük karşılığı “şiddetli arzu ve istek” “bir eğilimin bir amaca sürekli ve güçlü olarak yönelmesi” şeklindedir.
Balzac der ki,
“Hırs ve ihtiras başladığı noktada, saf duygular sona erer”
Shakespeare ise,
“Hırsımızı, akıl yürütme ile yenmeye çalışmalıyız”  der...
Ve devamında şu an Belediye Başkanı olan, o gün aday olan Tolga Tosun'a  bir Bandırma'da yaşayan olarak şöyle seslenmiştim.
"Başkan adayı Tolga Tosun'a
Siyasette farkına varamadığınız kadar günler hızlı geçer, boş zamanınız olmayacağı gibi boş işler ve vaktinizi çalan insanlarla oyalanmayın. 
Seçim zamanı  çok çabuk gelir, bu zaman içerisinde hırs ve ihtirasınızın kurbanı olmayın. 
Geldiğiniz yerin kıymetini bilin ve ne oldum değil de, ne olacağım diye düşünün. 
Hırs ve ihtiras sizin etrafınızdaki insanların sizden uzaklaşmasına ve yalnız kalmanıza sebep olur, yalnız politikada değil yaşamın her karesinde size her türlü yanlışlığı ve kötülüğü yaptırır.
Sizi aşırı yücelten insanlardan uzak durun ki; sonunuzun başlangıcı olan güç zehirlenmesi hastalığına yakalanmayın, 
Doğru işler doğru ve geniş vizyona sahip insanlarla yapılır, ayrıca doğruyu en çok size muhalif olanları dinleyerek görebilirsiniz..
Kollektif akıl, profesyonel ekiple geleceği planlayamazsanız, bir dönem sonra geldiğiniz yerde olamazsın. .Başarılar dilerim..."
Ve devamında  iki önemli düşünürden örnekler verdim..
"Konfüçyüs şöyle der,
 “Yüce bir mevkiye sahip olamadığından değil, o mevkiye layık olamayacağından dolayı endişe et.” 
“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.”  Hz. Mevlana."

**
Şimdi gelelim asıl konumuza, 
Bandırma Belediye Başkanı Sayın Tolga Tosun göreve geldiği daha birinci yılında, güç zehirlenmesine erken yakalandı. Bandırma Kent Konseyi'ni,İlçe Seçimlerini dizayn etmeye gerek yoktu.
Geldiği 31 Mart 2019 tarihinden bugüne, ne taahhüt ettiği  bir kaç tane  "Kreş"i yapabildi , ne de kente somut bir proje getirebildi ,ya da biz Bandırma'da yaşayanların haberi yok.
Diğer can dostu ağabeyi Balıkesir B.Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ı kırmayarak, Bandırma halkının içtiği ve kullandığı suya kademeli olarak zam yapılmasına onay verdi. Peki Bandırma halkı ne kazandı? Fahiş su faturasından başka.
Yine Sayın Yücel Yılmaz'ın ulaşım zammına tepki göstermeyerek ağabey-kardeş ilişkisini yüceltti ama Bandırma halkını cezalandırdı. Bizler Bandırmada yaşayanlar başkanımız bizi sürekli cezalandırsın diye seçmedik!.
Parti örgütünü dizayn ettti, iyi mi yaptı kötü mü, gelecek günlerde görülecek konu ama, 38 ilden büyük nufusa sahip Bandırma'da, CHP'nin Kurultay delegesi olamayan Belediye Başkanı olarak tarihe geçti!... 

Ayrıca,
CHP'li olarak bilinen muhtarlara randevu vermemesi kendi tercihi mi yoksa başka nedenler mi var?  Kendi partisi üyesi olup ama ilçe başkanlığı seçimlerinde başka listeyi destekledi diye mobing uygulanan işçiler olduğunu biliyoruz, işçiler ekmek derdinde olup alın teri karşılığında ücretlerini alırlar Sn Tosun, siz vermediğiniz gibi  ayrıca lütufta değildir diye yönetiminize not düşelim..
Kent Konseyi seçimlerinde Dr. Murat Ergöz'ü desteklediğiniz ve bu uğurda STK'lara işaret ettiğinizi ,önerdiğiniz insanların yönetime alındığını da biliyoruz. 'Belediyenin arka bahçesi olmayacağım'  diye demeç veren Murat Ergöz'e operasyon çekerek dizayn ettiğiniz üyelerin istifalarının da ne anlama geldiğini biliyoruz..

Wilhelm Reich'nin "Dinle Küçük Adam" kitabından bir alıntıyla noktalayayım,
“Her ne pahasına olursa olsun hakikati söyle.” İçimdeki Küçük Adamsa şöyle diyor: “Küçük Adama gerçek yüzünü göstermek, ona açılmak ve acımasına başvurmak aptallıktır. Küçük Adam kendisiyle ilgili hakikati duymak istemiyor ki?, O, bir Küçük Adam olarak kalmak, ya da küçük bir büyük adam olmak istiyor. zengin olmak ya da bir parti lideri, bir bölük kumandanı ya da kötülükleri ortadan kaldırma derneğinin sekreteri olmak istiyor.  Küçük Adam İşinin sorumluluklarını yerine getirmek, yiyecek sağlamak, konut yapımı, trafik, eğitim, araştırma, yönetim ya da herhangi bir başka alanda üstüne düşen sorumluluğu üstlenmek istemiyor.” Okumanızı öneriyorum... 
Vesselam
Ozan Ozanca
Bandırma-05.03.2020