Bandırma'da Mevsimlik İşçiler ve Sendika Ağaları

MEVSİMLİK İŞÇİLER VE SENDİKA AĞALARI

Geçtiğimiz yıl Nisan ayında Tarım-İş Başkanı İbrahim POLAT Bandırma’ya ziyaret etmişti. Koyunculuk Araştırma Enstitüsüne (Merinos Çiftliği) yaptığı ziyaret sonrasında güler yüzlü fotoğraflar çekilmiş, kurumun önemini ifade eden açıklamalarda bulunmuştu.

Daha sonra bir yerel gazetede geçici işçi sorunlarından, tarımın çöküşünden işsizlikten bahsetmiş mevsimlik işçilerin bundan böyle on ay çalışacaklarını ifade etmişti.

Ziyaretin üstünden bir yıl geçti. on ay çalışacakları sözü verilen mevsimlik işçiler beş ay yirmi dokuz gün sonra bugün itibariyle işten çıkarılacaklarını öğrendiler. Sorunun şu an itibariyle çözümü Damadın iki dudağının arasında.

Çok fazla edebiyat yapmaya gerek yok. Aşağıda çok net sorularım var. Bu sorularım başta Tarım İş sendikacısı işyeri temsilcileri, şube başkanları ve genel başkanlarına yönelik.

1. İktidarın sıkıştığı bir seçim döneminde bir KHK ile yayınlanan on ay çalışma düzenlemesinden sonra bu konu hakkında ne yaptınız?

2. Üyeleriniz iş yeri temsilcilerine, şube başkanına defalarca bu konu hakkında uyarmalarına rağmen neden doğru bilgilendirmediniz?

3. Üyelerinizin iş güvencesi konusunda neden şimdiye kadar bir eylem planlaması yapmadınız?

4. Yaptığınız sendikacılık anlayışı temsil ettiğiniz üyelerin haklarını korumak amaçlı mıdır yoksa sahip olduğunuz sosyal, ekonomik ve siyasal statünüzü koruma amaçlı mıdır?

5. Bu ve benzeri emekçi karşıtı düzenlemelerden hiç rahatsız olmuyor, vicdanınız hiç sızlamıyor mu?

6. Daha ne kadar süreyle bu sendikacılık anlayışını sürdüreceksiniz?

7. Amacınız AKP yönetimin sendika ve sivil toplum örgütlerini itibarsızlaştırma ve yanına çekme politikalarına hizmet edip, örgütlü mücadelenin, sendikal mücadelenin işe yaramaz olduğunu göstermek, bu düşünceye hizmet etmek midir?

Sevgili okurlar. Bugün itibariyle altı ay süreyle işsiz kalacak emekçi arkadaşların sesini maalesef duyan olmamıştır. Bu arkadaşlar bu gün den sonra altı ay işsiz kalacaktır. Düzenlemede altı ay çalıştırma zorunluluğu yoktur. Kurum yöneticisi isterse bir gün, isterse altı ay çalıştırabilir.

Böylesine bir kölelik düzeni dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Böylesine üyelerinin sorunlarına duyarsız düzen yanlısı dünyanın hiçbir demokratik toplumun da yoktur.

Örgütlü mücadele en büyük güçtür. Ancak örgütlü mücadelenin önündeki en büyük engel yine o örgüte üye, üyelerin tutumudur. Üyeler kendi sınıfsal çıkarlarının bilincine varamadığı sürece hem örgütlü mücadelenin önemi kaybolacak, hem de yoksulluk çekmeye devam edecektir.

Tarih boyunca dünyanın hiçbir yerinde hak sermaye sahipleri tarafından verilmemiştir. Hak her zaman mücadele edilerek alınmıştır. Belki mücadele edenler her zaman kazanamamıştır ama kazananlar hep mücadele edenlerdir.

Çok uzatmadan saadete gelelim. Bir yanda emek düşmanı iktidar, öte yanda iktidar yalakası sendikalar. İşin kaymağını yiyen lüks arabalarla saltanat süren sendika ağaları.

Geride ezilen, sesini duyuramayan ümitsizliğe ve çaresizliğe itilmiş bir sınıf.

Mevcut durum; herkes kör, sağır, dilsiz ve vicdansız bir halde.

CEVDET AYAN - BANDIRMA 28-06-2019