Bandırma Karıştı Banu Avar!

BANDIRMA KARIŞTI BANU AVAR !

RAMAZAN NARİN·17 ŞUBAT 2018 CUMARTESİ

( BANU AVAR14 Şubat, 18:04 ·  Duyuru:  8 Mart Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu söyleşimiz Bandırma  Belediyesi tarafından iptal edildi. 2 ay önce salon başvurusu yapılmış  olan buluşmanın iptali gerekçesi: ‘A unutmuşuz, salonu o gün Kent  konseyine verdik’
 Bandırmalıların bilgisine...) 

Sayın Banu AVAR, sosyal medyadaki sayfasında bunu paylaşınca, olay oldu tabii. En başta ben ;  Belediye Başkanımızdan ve münfesih düşük Kent Konseyi Başkanından, açıklama isteyerek, tepki koydum... Açıkçası, varsa yasaklama ; bunun AKP tarafından istenildiğini düşünmüştüm. CHP li bir Belediye’nin BANU AVAR’ı yasaklamasını, yadırgamıştım yani...

Önce Banu Hanıma, iptal olayının detaylarını sordum, sözleşmeyi ve organizasyonu kim yaptı diye ve detay bilgi istedim.
Banu AVAR ;  “ - Emekçi kadınlar platformu davetlisiydim.  Onlar salon için sözalmışlardı. Ama afiş için başvurduklarında salonun dolu olduğu söylenmiş. Ben sadece durumu duyurmak istedim. Fazla önemi yok. Her ilde bunlar oluyor zaten. İpekhemşire ile görüşebilirsiniz. Benimle o muhataptı. “  
Cevabını kendisinden aldım. Bandırmada salon bulmanın sorun olmayacağını, gerekirse gazetem GERÇEK adına da Bandırma’ya gelebileceklerini ve misafir edebileceğimizi ilettim ve davet ettim kendilerini. Banu AVAR Hocam, bu davetimi nezaketle RED etti ve ;  - Şu sıra iyi fikir değil. Sağolun.  Sağolun. Başka bir zaman inşallah... Dedi.
Akabin de, Emekçi Kadınlar Platformu adına Banu Hanımı Bandırma’ya davet etmiş olan, sayın İpek ÇETİNKUŞ ile de görüştüm tabii. Bir kısım detayları da öğrendim ama, burada İpek Hanımın kendi sayfasında yaptığı açıklamayı almam, daha doğru olur.  
( İpek Çetinkuş3 saat · Bandırma · Belediye  Başkanımız Banu Avar ile iletişime geçip bir yanlış anlaşılma olduğunu  söyleyip Banu hanımı Bandırma'ya davet ettiğinde sanırım arada ki  problem de biter..  8 Mart Dünya  Emekçi Kadınlar Gününde güzel bir söyleşi programı ile hem Banu hanımın  gönlü alınır hemde Başkanımız Bandırma'lıların istediği bir ismi  Bandırma'da misafir etmiş olur.) 

Belediye Başkanımız Dursun MİRZA adına, sosyal medyada açıklama yapan Serkan Yazanoğlu   arkadaşımız da ;   ( Dursun Mirza başkanımızın açıklaması..
Sn Banu Avar bizimde sevdiğimiz değerli bir yazarımız. Hiç bir belediye  yetkilisi kendisi ile görüşmemiştir. Böyle bir gerekçe de kimseye  sunulmamıştır. Benim arkadaşlarımdan aldığım  bilgiye göre bize böyle  bir başvuruda bulunulmamıştır. Çünkü  salonlarımızla ilgili kesinleşen başvurularda başvuru sahipleri ile  sözleşmeler yapılır. Böyle bir sözleşme de söz konusu değildir.  Haberimiz bile olmayan konu ile suçlanmamızı anlayamadım doğrusu.  Bazıları bize karşı önyargılı olabilir ama bizi tanıyan bilen  arkadaşların da olumsuz yorum yapması beni fazlasıyla üzüyor..)  Diyerek ilk açıklamayı kamuoyuna duyurdu. 
Belediye Başkanımız, sosyal medyada artan tepkileri görerek ;  bir yerel gazeteye, şu açıklamayı yapmak durumunda kaldı. Aynen onu da alıyorum.

( “ Geçtiğimiz günlerde Banu Avar ‘ın sosyal medya hesabı üzerinden Bandırma’da yapacağı söyleşi ile ilgili ‘’Duyuru: 8 Mart Bandırma Emekçi kadınlar Platformu söyleşimiz , Bandırma Belediyesi tarafından iptal edildi. 2 ay önce salon başvurusu yapılmış olan buluşmanın iptali gerekçesi :A unutmuşuz, salonu o gün Kent Konseyi’ne verdik. Bandırmalıların bilgisine…’’ açıklamarında bulunması üzerine gözler Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’ya çevrildi. İptal konusuyla ilgili kendilerinin uzaktan yakından ilgisi olmadığının altını çizen Mirza, Banu Avar’ın sevdikleri yazarlardan biri olduğunu söyledi. Mirza’’ yazarı bir davet etmedik. Salonu ayırsak sonuna kadar gideriz. Kadınların ne konuştuğunu bilmiyoruz. Emekçi Kadınlar Platformu’nun yer konusunda bir talebi ve sözleşmesi yok. Biz hangi kuruma verirsek verelim sözleşme imzalıyoruz. Ayrıca yer yok diye de bir şey yok. Böyle bir talep olsa Barış Manço yerine Santral Kültür Merkezi var. Nikah salonu var. Bunları da geçtim. Belediye düğün salonumuz var. Onlarda doluysa böyle bir durumda salon tutarız. Kısacası yer yok diye iptal söz konusu değil. Başvuru yok , olay tamamen bizim dışımızda. Bize hiçbir talep gelmedi. Biz niye iptal edelim salonlarımız açık bir salon veririz. Bugüne kadar herkese salon verdik,veriyoruz. Eğer belediyeyi suçluyorlarsa belediyeden kim iptal etti isim versinler. Bu olay tamamen iptalin Banu Avar’a yanlış aksettirilmesinden kaynaklanıyor. Bandırma Belediyesi’nin konuyla  ve iptalle hiçbir ilişkisi yok.’’ )

Bandırma Emekçi Kadınlar Platform Başkanının konuyla ilgili basına sızmış bir resmi açıklamasını görmedim, görseydim... onu da alacaktım buraya ki, olayı çözümlemedeki objektifliği ortaya koyup, SÖZDE İPTAL hakkında sağlıklı bır değerlendirme yapacaktık...
İPTAL VAR MI ?
Tarafların açıklamaları burda... Başkanımız Dursun MİRZA’nın açıkladığı gibi, Banu AVAR ın sayfasında açıkladığı, yasal gerçeği yansıtmıyor. (Başkanımız da tıpkı Banu AVAR gibi DAĞISTAN Türk’üdür ayrıca.)  Anladığımız kadarı ile, 8 MART Günü için, Belediyedeki birileri ile, şifahi olarak bir görüşme yapılmış ama arkası getirilmemiş ve bir protokol imza altına alınıp, sözleşme falan yapılmamış. Yiğidi öldür hakkını ver derler ya...! Burda Belediye Başkanımız üzerine çakan şimşekler, yersiz ve haksız. Açıklamada görüleceği üzere, Bandırma’nın salon sıkıntısı da, ayrıca yok...

İMDİİ BANU AVAR’ın yaptığı açıklamaya gelelim...

( BANU AVAR14 Şubat, 18:04 ·  Duyuru:  8 Mart Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu söyleşimiz Bandırma  Belediyesi tarafından iptal edildi. 2 ay önce salon başvurusu yapılmış  olan buluşmanın iptali gerekçesi: ‘A unutmuşuz, salonu o gün Kent  konseyine verdik’
 Bandırmalıların bilgisine...) 
Öyle ya, hepimizi ateşleyen o açıklama oldu. Açıklamayı, kim okursa okusun anlayacağı ne ? Daha önceden BANU AVAR a tahsis edilen bir salon var ve bu salon, gayriciddi bir gerekçeyle, unuttuk denilerek, Kent Konseyine verdik denilerek, verilmesinden vazgeçilmiş ve başta Banu AVAR mağdur edilmiş ve susturulmuş... Hepimiz böyle sandık ve hepimiz, CHP li Belediyeye ve CHP li Başkana tepki koyduk ! 

YANLIŞ YAPTIN BANU AVAR...BANDIRMAYA YANLIŞ YAPTIN !
 Banu Avar’ın, kendisinin de kabul ettiği hatalarından biridir. Güldürü amaçlı haber yazan Zaytung.com'un yayınladığı bir  haberi, gerçek zannederek programda paylaşması, gazetecilik hayatındaki  en büyük hatasıydı...İkinci hatan da, bu olay olacak sanıyorum...!
Öncelikle, çevrendeki insanlara güvenmemeye en çok sen mecbursun. Senin de ; YANILTILMIŞIM, ALLAH AFFETSİN gibi söylemlere girip, eleştirdiğin iradeye karşı, söylem yapman, hoş olmaz. Çünkü İPTAL bir hukuki müesesedir, bir şeyin iptal olması için, hukuki varlığı olması lazım, salonla ilgili bir hukuki iş ve işlem ortada gözükmüyor. Ama varsa, Emekçi Kadınlar Platformu, bu belgeyi ortaya koymalı ve Banu Hanımı kurtarmalıdırlar...
Emekçi Kadınlar Platformunun, bir borcu daha var.  İPTAL edilen eylemin varlığını ispatlayın ve size kim,  ‘AAA UNUTMUŞUZ ! ‘ dedi onu açıklayın ! 
Yani, Banu AVAR’ın ortaya attığı iddia, maalesef gerçeği yansıtmıyor. Burda Belediye Başkanımız Dursun MİRZA yı, özür dilemeye çağıran BANU AVAR Severlerin, şimdi dönüp, sayın Banu AVAR dan ;  hem Belediye Başkanımızdan, hem de biz Bandırmalılardan özür dilemesi gerekiyor ve bu eylem için kendisini davet edin ve Bandırmalılardan özür dilensin.!

 

BANU AVAR KİM ?
Avar (Bir Türk boyunun adı)  soyadını almış Eskişehirli Dağıstan bir Beden Eğitimi Öğretmeni... 1955 doğumlu. Gazeteci ve yazar olarak ünlendi ve o sahada pekçok proğramı ve yazıları ve kitapları var. Stili, Aytunç ALTINDAL a benzemekle birlikte, 63 yaşında - fikirleri henüz olgunlaşmamış - bir yazarımız. 
Londra City Üniversitesinde yüksek  lisans yapmış ! BBC de çalışmış, TRT Londra muhabiri olmuş, bir çok belgeselde... araştırmacı yönetmen olarak çalışmış en son ORTADOĞU PROJESİ (BOP) ile ilgili belgeselde çalışırken TRT den kovulmuş. Uluslararası ilişkileri kuvvetli ve örneğin Azerbaycan da ELÇİBEY Türkçüleri tarafından pek tutulmayan ALİYEV için hazırladığı ; Rıza oğlu Haydar Aliyev belgeseli,  Azerbaycan  Devlet Kanalında defalarca gösterime girmiştir. Aslında üretici ve çalışkandır araştırmacı gazetecilik konusunda...Ama yönlendiriciliği, insanlarda şüphe uyandırmaktadır. Gridir yani...
Ama, ÇİN ilişkileri garipsenen bir yazarımızdır ki, Doğu Türkistan Türkleri tarafından da, pek sevilmemektedir ve benim gibi düşünen Türk Milliyetçileri ve ülkücüleri tarafından da, pek sevilmemektedir. Maocu dediğimiz komünistler, Banu Hanımı çok severler mesela...Banu AVAR’ın Doğu Türkistan Türklerinin istiklali için çalışan efsane ismi Rabia KADİR adını, AMERİKAN CİA AJANI diye söylemesi yüzünden, Türkiye’deki Doğu Türkistan Türklerinin Çin de yaşadığı mezalim ve katliamlara, soy kırıma, Türk halkımız bir türlü gereken ilgiyi gösterememiştir.

 _______UMURSUZLUK !_______05/07/2015  >>> Yazmışım !

ÜLKÜ OCAKLARININ Türkiye genelinde  düzenlediği DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNE YAPILAN ZULMÜ VE DOĞU TÜRKİSTANIN  ÇİN İŞGALİNİ kınama yürüyüşüne BANDIRMA da, Salih ATEŞ ve Ömer KÜRŞAD  GÜÇLÜ, Gökhun KÖKEY ile birlikte katıldım. BANDIRMA Ülkü Ocaklarının  önderliğinde, TÜRK EĞİTİM SEN in ve KIRIM Türkleri Derneğinin katkısıyla  yapıldı yürüyüş te...
Bence katılım ve ilgi tam bir fiyaskoydu. Demek ki Banu AVAR öncülüğündeki tatlısu maocularının DOĞU Türkistanda  keyf kebap, RABİA KADİR ise Amerikan ajanı şeklindeki komünist  propagandası tutmuş ve 150.000 nüfuslu BANDIRMADA 150 KİŞİ BİLE OLAMADIK  !  
Oysa Ülkü Ocaklarının  bu protestosu, Doğu Türkistan TÜRKLERİNİN oruç tutamadıkları, namaz  kılamadıkları için değil 1949 dan beri vatanlarının KIZIL ÇİN tarafından  işgal edilmesine bir protestoydu, uygurların üremesine getirilen  yasaklara bir protestoydu, ÇİN e başkaldıran uygurların katledilmesine,  işkencelere maruz bırakılmasına protestoydu, İsa Yusuf ALTEKİN Begden  RABİA KADİR e geçen Doğu TÜRKİSTAN Özgürlük hareketi liderinin TÜRKİYE  ye sokulmamasına bir protestoydu...v.d.
Ama anlaşılmadı ve ama anlaşılmayacak...! UMURSUZUZ...! Nogaytürk
Bu zamana kadar sesimizi çıkarmadık, ama artık bu kadarı da fazla!  Gecesini gündüzünü Amerikan Emperyalizmini anlatmakla geçiren Banu  Avar, acaba neden sıra Çin'e gelince susuyor? Neden, Uygur Türkleri için  iyi bir söz etmiyor. Onları korumuyor...?
Suriye'yi savunan Banu Avar, Uygur Türklerini neden savunmuyorsun ? 
BANU AVAR vasıtasıyla TRT’DEN ÇİN YANLISI PROGRAM ; Haziran 2005 İstiklâl Gazetesi   29.06.2005  Tarihinde TRT-1 de ve ardından da TRT-2 de gündüz ve gece olmak üzere  iki ayrı defa daha yayınlanan ve Banu AVAR’ın hazırlayıp sunmuş olduğu  “Sınırlar Arasında” adlı program 1949 yılından beri Çin işgali altında  bulunan DOĞU TÜRKİSTAN’ ı konu alıyordu. Fakat ne yazık ki; TRT’nin  Devletin Doğu Türkistan’ a resmî bakışını yansıtma mecburiyeti bulunması  sebebiyle ezeli ve ebedi Türk toprağı olan Doğu Türkistan’dan  bahsederken Çin Devletinin ağzından “Sinkiang Uygur Özerk Bölgesi”  olarak söz etmesi zulmün ve esaretin kahredici ızdırabı ile boğuşan ve  Türkiye’den çok daha farklı bir yaklaşım ve yakınlık bekleyen Doğu  Türkistanlıların yaralarına tuz basmıştır. Elbette ki program  sunucusu hanımefendinin aymazlığı bununla da sınırlı değildi. Çin  makamları ile bu programın muhtevası ve vermek istenen mesajlar  konusunda hangi boyutta mutabakatlar ve anlaşmalar yapmıştı bilmiyoruz.  Fakat bildiğimiz bir şey var o da bu programın kesinlikle ve kesinlikle  Doğu Türkistan’ın ve Doğu Türkistanlıların geleceğine yönelik faydalı  bir katkısının olmadığıdır. Çünkü Çin devletinin özel siparişi  üzerine hazırlanmış olduğu izlenimi veren bu Program baştan sona kadar  Çinlilerin önceden dikte ettirdiği söylem ve yanıltıcı malumatlarla  devam edip gidiyor.

BANU AVAR o programda ; 1-Program Sunucusunun 1863’ te kurulduğunu  söylediği devletin adı “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti” değil, “Doğu  Türkistan Cumhuriyeti” dir ve bu devleti bile batılı güçlerin kurdurmuş  olduğu şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu ifadeler ise kesinlikle  gerçeği yansıtmamaktadır. 

2-1947 yılında ilan edilen ve İsa Yusuf Alptekin Beyin Genel Sekreterliğini yaptığı mahallî hükûmetten hiç söz edilmemiştir.

3-  Sunucu hanım (Avar) Başka Doğu Türkistanlı yokmuş gibi sözde ressam  geçinen bir Mankurt olan Abdulkerim Nasreddin ve Çin kuklası Rukiye Haci  adlarındaki Doğu Türkistan halkının yüz karası kişilerle görüşerek  Çinlilerin ve kendisinin almak istediği cevapları almıştır. 

4-Önceden  ne söyleyecekleri ezberletilmiş olan Şerifcan Damolla ve diğer Cami  görevlilerine “Dine baskı var deniliyor, engellemeler var deniliyor siz  ne dersiniz?” Sorusunu sormuş ve çok abartılı, gerçeği asla yansıtmayan,  sahte cevaplar almıştır. 

5-Yerel kukla hükümetin sözde din işleri  sorumlusu Hüsamettin ile görüşmesi sırasında da sormuş olduğu kasıtlı  sorularla doğum yasağının yalnızca Çinlilere uygulandığını, bu  uygulamanın Uygurlar için geçerli olmadığı şeklinde yalan bir cevap  almıştır. 

Objektif bir yayıncılık adına sayın AVAR neler yapmalıydı ? Burada hepsini saymamız mümkün olmasa da birkaç madde halinde yapmasını beklediklerimizi sıralayalım:

1-  Madem ki objektif bir yayıncılık yapacaktı, o halde Çin devletinin  eline tutuşturmuş olduğu senaryoyu at gözlüğü ile icra etmek yerine  Türkiye’deki ve dünyanın başka yerlerindeki Doğu Türkistanlılardan da  Doğu Türkistan hakkında malumatlar almalıydı.
2- Doğu  Türkistanlıların tamamını Amerika da kurulan “Sürgünde Doğu Türkistan  Hükümeti” mensupları ile özdeşleştirerek ve Amerika ile batılıların  provoke ettiği insanlar olarak göstermek yerine Doğu Türkistan halkından  insanlarla görüşerek onlara kendi ağızlarından kendilerini özgürce  ifade etme şansını tanımalıydı.
3- Kendisini adeta bir gölge gibi  takip eden Çinli mihmandarından kurtularak çarşıda pazarda halkın  arasına dalıp yıllık fert başına düşen gelir oranını (80-100 dolar) Doğu  Türkistan halkının kendi ağzından öğrenmeliydi.
4- Banu Avar,  hemen her semtte kurulu olarak faaliyet gösteren mecburi Doğum kontrol  istasyonlarını da ziyaret ederek evlerinden zorla getirilerek 7-8 aylık  olmasına bakılmadan gayri sıhhi ortamlarda yapılan sözde kürtajlarla  “Kota dışı hamile kaldı” suçlamasıyla açıkça katledilen Doğu Türkistanlı  anne ve bebek cesetlerini görmeliydi.
5-Banu Avar, 90 yaşındaki  Ayşem ninenin toyunun(düğününün) nerede olduğunu sormak gibi anlamsız  uğraşlar yerine Doğu Türkistan’ın başkenti olan Ürümçi nüfusunun içinde  bulunan Çinli nüfus oranını araştırmalıydı. Doğu Türkistan’ın işgale  uğradığı ilk yıllarda (1949) Ürümçi’deki Çinli nüfus oranı % 5 bile  değil iken, Çin'den Çin devletinin asimilasyon politikası gereği devamlı  olarak getirilip yerleştirilen Çinli göçmenler sebebiyle Çinli nüfus  oranının % 85’lere ulaştığını ve Türk nüfusunun azınlık durumuna  düşürüldüğünü, asıl hedefin ise bütün Doğu Türkistan’da aynı nüfus  çoğunluğuna ulaşmak olduğunu gözlemlemeli ve seyirciye yansıtmalıydı.
6-  Banu Avar, kukla Cami görevlilerinin yalan beyanlarını dinlemek yerine  18 yaşın altındaki Uygur gençlerinin camilere giremediğini, bir mahalle  halkının diğer bir mahalle camisine alınmadığını, namaz vakitlerinde  camilerdeki cemaatin gizli kameralarla tespit edildiğini ve camide her  namaz vaktinde hangi surelerin okunduğu, imamın hutbede hangi konuda  vaaz verdiği ile ilgili cami imamı ile bir kukla hükümet görevlisinin  mahalli karakola rapor vermek zorunda olduğu ile ilgili bilgileri de  toplamalı idi. (Cami imamı ile camideki özel görevlinin raporlarındaki  bilgilerin tutmaması durumunda cami imamı görevden alınmakta ve çeşitli  cezalara çarptırılmaktadır.)
7- Doğu Türkistan halkını eğitimsiz  bırakmak ve nesiller arasındaki iletişimi koparmak için defalarca Latin,  Kiril, Uygur ve Çin harfleri ile eğitime geçerek Türk öğrencileri  başarısızlığa sürüklediğini, 2001 yılından itibaren de İlköğretim  okullarında ve Üniversitelerde tamamen Çince eğitime geçildiğini de  objektif habercilik adına öğrenip (tabii öğrenebilirse) duyurmalıydı.
8-  Banu AVAR, Türk çocuklarını Türkçe eğitim görmek istemesi durumunda  ahırdan bozma harabelerde ve açık alanlarda, Çince öğrenim görerek bir  Çinli gibi yetişmeye razı olması durumunda da en modern Çin okullarında  okuyabilecekleri gibi Çin karakterine uygun çirkin bir tercih ile karşı  karşıya bırakılmış olmaları gerçeğini uygun bir tarzda yansıtmalıydı.

Banu  AVAR, Objektif habercilik ve yayıncılık adına hiç bir şey bilmiyorsa  Sayın Coşkun ARAL’ı örnek alabilirdi diyoruz fakat Sayın ARAL’ gibi  davranması mümkün değil. Çünkü ARAL gördüğü gerçekleri görüntülemek  istediğinde profesyonel kameralarına Çin polisince el konulmuş ve o da  küçük amatör kamerası ile dünyada bir ilki gerçekleştirerek Çin zulmünü  gözler önüne sermişti…Banu AVAR tarafsız davranamazdı. Çünkü,  dünya insan hakları örgütlerince defalarca sabıkalı ilan edilen en  kurnaz, en hilekar ve en büyük insan hakları ihlalcisi olan Çin  devletinden yana taraftı… Banu AVAR Çinlilerin gerçek yüzünü  anlamak için şunu yapabilirdi: Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız  konulardan birini gerçek bir televizyoncu ve yapımcı gibi davranarak  görüntülemeye ve anlatmaya çalışmak… İşte o zaman kızılca kıyamet  kopacak ve Çin devleti yetkililerince doğduğuna pişman edilecekti…Şundan  eminiz ki; Banu Avar’ın Çinli’lerle işbirliği içerisinde bütün Doğu  Türkistanlıları Amerikanın kuklası olarak gösterme çabaları mutlaka boşa  çıkacak ve kesinlikle tutmayacaktır. Çünkü Doğu Türkistan halkı bu güne  kadar ne çekmişse emperyalizmden çekmiştir ve birinden kurtulup diğeri  tarafından sömürülmek ve zincire vurulmak gibi bir niyeti ise asla  yoktur. Bu niyette olanlar varsa da Tam Bağımsızlıktan yana olan bir  Doğu Türkistanlı değildir ve gerçek Doğu Türkistanlılar tarafından  şimdiden kendi yalnızlıkları ile baş başa bırakılmışlardır…

Banu  AVAR, Program bitiminde yaptığı konuşmada ise, dünyadaki global güçlerin  Türkiye'nin başına bölücü akımları bela ettiğini ve Türkiye’nin yıllar  yılı bu bölücü akımlarla uğraşmak zorunda bırakıldığı şeklinde bir ifade  kullanarak, şimdi de Çinin başına Doğu Türkistanlıları bela yapmak(!)  istediklerini ima etmeye çalışmıştır. Oysa ki; dünyanın en büyük  teröristi Çinin ta kendisiydi ve Banu AVAR bunun idrakinde olamayacak  kadar taraflı, gerçekleri göremeyecek kadar da maddi hırsla doluydu.

Tengiz: Banu Avar avrasyacı bir çizgide ilerliyor diyebilirim.  Rusya-Çin-Türkiye-Orta Asya birliğini ister gibi yayınlar yapıyor.  Sorostan, avrupadan, amerikanın zalimliğinden söz ederken Çin in,  komünizmin, rusçuluğun aldığı Türk yaşamlarını görmezden geliyor.                

Giray-han: Milliyetçiliğin ne olduğu konusunda ülkemizde büyük bir bilgi  kirliliği var. Banu Avar vaktinde çektiği belgesellerle gözümüze  öylesine şirin, öylesine şirin gözüktü ki, gerçekte Banu Avar'ın ne  olduğunu anca şimdi anlayabildik. Milliyetçilik, sadece şu an içinde  yaşadığın sınırlar ve o sınırlar içinde yaşayan topluluğu mu  gözetmektir? Sınırlarımız dışında yaşayan kandaşlarımız kolayca gözardı  edilebilir mi?

Milliyetçilik salt Amerikan karşıtlığından mı geçer?  Amerikan karşıtlığı yaparken yine bizim düşmanımız olanlara göz  yummaktan mı geçer? İşte ülkemizin sahte milliyetçileri. Doğu  Türkistan'a adını vermiş, kadim halkı olan Türkleri, "batı uşağı",  "amerikan uşağı" diye tabirlendirmek, Rabiya Kadir Amerika'da oturuyor  diye kendisini ajan ilan etmek kimin haddine? Türkiye niye vermedi  Rabiya Kadir'e ülkeye giriş? Onca arabı bu ülkede barındırırken, bir  Türk'ü ülkemize almadınız. AKP'nin tayfa ile kendine "ulusalcı" diyen tayfa, aynı malın yeşilidir.               
Gumus Kurt: Bizim için şaşılacak nokta, onun şu veya bu davranışı değil, hâlâ  ısrarla mankurt Türklerin bunun gibilerinin peşinde gitmesi. "Komünistlikten  hüküm giymiş olanlar, Türk Milliyetçiliği’nin kökünü kazımak için  kampanya açmış olan partiler, İslam beynelmilelciliği davası güdenler de  hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü eksik ve  yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder. Bana göre Ticanilik, Nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur." (Alıntı) 
Milli olamamak ve milli ülküden yoksunluk, görüldüğü gibi sayın BANU AVAR da tezahür etmiş gözükmektedir ki, böylesi cilalanıp piyasaya sürülen nice, yazar çizer gördük biz. En son, daha düne kadar bütün TV ve gazetelerimizin vazgeçilmezleri olan AHMET-MEHMET ALTAN kardeşler ve NAZLI ILICAK... biliyorsunuz şimdi o şatafattan sonra hapisteler ve müeebed hapse mahkum olarak yatıyorlar. Yani cilalı devrini gördüğümüz birinin, daha sonra yasaklı ve hiç bir TV ye çıkarılmadığı dönemlere de, şahit oluyoruz ve burada ister istemez, uyanık olmalıyız ve kimin kim olduğu noktasında, mutlaka şüpheci yaklaşmalıyız.

....

Sayın BANU AVAR’ı,  Bandırma’ya ben yine davet ediyorum. Buyrun gelin, bir panele BİRLİKTE çıkalım ve aynı masada olalım ve Türkiye’nin gündemlerini birlikte konuşalım ve Bandırmalılar sizi iyi tanısın ve iz bırakın !  17.02.2018   Ramazan Narin - NOGAYTÜRK