Bandırma Festivali ve Sponsorlar
Öncelikle, her geçen yıl amacından uzaklaşan Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali'nin ismi, Bandırma'nın yaşadığı çevresel sorunlarla uyum sağlamadığından kesinlikle değiştirilmelidir. Neden derseniz? Birincisi, festival uluslararası kimliğini kaybetmiştir. Son yıllarda yapılan festivallerde kendi ülkelerini temsil eden misafirler göremedik. İkincisi, kültür ve turizm diyoruz ancak acaba Bandırma tarihsel ve kültürel mirasına sahip çıkabildi mi? Şöyle bir çevrenize baktığınızda yaşadığınız şehirde geçmişten neler kaldı? Maalesef yok gibi!
Özel sektörün kiralayıp otel ve kafe olarak kullandığı üç beş tescilli yapıyla çevrelerine dikilmiş çok katlı binalar var. Bir de nazar boncuğumuz olan, şimdilerde nikah salonu olarak kullandığımız muhteşem tarihi yapı var. Ne yazık ki çevre il ve ilçelerden Bandırma’ya ziyarete gelenlerin hayranlıkla izledikleri ve hatıra fotoğrafları çektirdikleri o yapının önü, arkası, sağı ve solu çok amaçlı kullanıldığı için Bayrampaşa otogarına döndü. Bakın, orası Bandırma'nın en değerli bölgesi olup her önüne gelenin araç park edeceği bir yer değildir. Orada oluşan görüntü kirliliği muhteşem binaya yakışmamakta olup festival için Bandırma’ya gelen insanlara gezip dolaşmaları, esnafımıza katkı sağlamaları için nereleri önereceğiz? Saçma sapan şehir planlamalarıyla imar edilen, yeşili katledilen beton bir Bandırma mı göstereceğiz?
Elimizde bir müze var; çoğumuz yerini bile bilmiyoruz. Ayrıca en acı olan da Kurtuluş Savaşı'nın sembolü olan Bandırma vapuruna bile sahip çıkamadık. Samsun’da müze olarak kullanılan Bandırma vapurunun maketini yılda bir milyona yakın insan ziyaret ediyor, bizler ise Atamızın Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlattığı Bandırma vapurunun maketini bile şehre getirmekten aciz kalıyoruz. Bu işler meydanlarda "Bandırma kültür kentidir, turizm kentidir" demekle olmuyor. Elimizde festival ismini verdiğimiz Kuş Cenneti ya da Manyas Gölü var; durumunu anlatmaya gerek yok. Cennet cehenneme dönmüş, seyrediyoruz. Yazık, çok yazık! Değerlerimizi yavaş yavaş yok ediyoruz.
Alın size içinde Kyzikos antik kentiyle, her yıl ayinler düzenlenen manastırıyla, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bir doğa harikası Kapıdağ Yarımadası. Orada bir tarih yatıyor, kimlerin umurunda? Senelerdir tarihi eser kaçakçılarının gazabına uğramış, yemyeşil zeytin ağaçlarıyla süslenmiş o güzelim koyları şimdi de rant uğruna imara açıyoruz. Aynen Erdek Kastri bölgesinde olacaklar gibi çevrenin yok edilişine göz yumuyoruz. Gidin Tatlısu’ya, Büyükbakraç’a, Dalyan’a görün katliamı, görün betonlaşmayı. Bandırma ve çevresi bitirildi, sıra birinci sınıf turizm bölgesi olması gereken Kapıdağ Yarımadası’na geldi.
Kimler suçlu peki? Suçlu, plansız ve programsız bu işlere ön ayak olan belediyeler ve gözümüzün önündeki betonlaşmaya sessiz kalan bizler. Kısaca her geçen gün tüm hızıyla büyüyen sanayisiyle bu kent, Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali ismiyle hiç uyuşmuyor. Bunun için festival isminin "Bandırma Kuş Cenneti Şenlikleri" olarak değiştirilmesi çok daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Haziran ayında yapılan etkinliklerin kent halkına ciddi olan tek katkısı, ünlü sanatçıların yer aldığı akşam konserlerinde vatandaşların eğlenceyle birlikte çoluk çocuk stres atmaları ve çarşı esnafının üç beş akşamda olsa hareketli bir dönem geçirmesidir.
Evet, festivaldi, çevreydi derken Bandırma’nın çiçeği burnunda başkanı Dursun Mirza’ya da bir şeyler demek isterim. Sayın Mirza, festival akşamları vatandaşlara yaptığı konuşmalarında devamlı çevre kirliliğine ve Bandırma’nın yaşadığı çevresel sorunlara dikkat çektikten sonra, final gecesinde festivale sponsor olan firmalara (parayı verenlere) katkılarından dolayı törenle plaketlerini takdim etti. Buraya kadar her şey çok güzeldi. Sayın Mirza, bu plaketleri önce "canlı, önce insan" diyerek, işletmelerinde tüm tedbirleri alan, kirliliğe, çevreye ve insan sağlığına saygılı kuruluşlara veriyorsa söylenecek hiçbir söz yoktur. Ama üç gün boyunca çevresel kirliliğe dikkat çektiğiniz bir festivalin ödül töreninde arkanızda öyle ilginç bir kaç isim vardı ki şok olduk, üzüldük. Bir kere insan sağlığıyla oynamanın, Bandırma’yı nefes alınamaz bir hale getirmenin bedeli, ayıbı parayla pulla, üç beş kuruşla kapatılamaz. Oh ne âlâ! Bandırma’nın anasını ağlatın, sonrasında da çıkın halkın önüne, sıkılmadan plaketinizi alın. Bu nasıl bir vicdandır, nasıl bir çelişkidir anlayamadım.
Benim buradan Sayın Mirza’ya nacizane önerim, her şeyin para olmadığı ve gelecek festivallerde sponsorlarınızı daha dikkatli seçmenizdir. Temiz enerji, temiz çevre diyen, doğayı, yeşili, canlıyı koruyan, insan yaşamına duyarlı olan kuruluşları sponsor yapın ki söylemleriniz amacına ulaşsın. Yoksa Bandırma için değişen herhangi bir şey olmayacaktır.
Serhat Ozar
29-06-2024 /BANDIRMA