Balıkesir'de Mağara Turizmi. Tüm Mağaralar

BALIKESİR İLİ’NİN MAĞARA TURİZMİ  POTANSİYELİ
. Doç. Dr. Abdullah SOYKAN
, Prof. Dr. Recep EFE
, Yrd. Doç. Dr.
. Süleyman SÖNMEZ
, Yrd. Doç. Dr. İsa CÜREBAL

2008

Bu çalışma yüzyıllar boyu insanların ilgisini çekmiş fantastik mekânlardan mağaraların Balıkesir ili turizm potansiyeli içerisindeki varlığını ortaya koyma amacını taşımaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen
"turizmin çeşitlendirilmesi" ve "kıyılardan iç kesimlere yaygınlaştırılması" çalışmaları kapsamında, mağaraların turizme açılmasının yeniden gündeme geldiği günümüzde Balıkesir ilinde görsel, sportif, sağlık, kültür, merak, macera ve inançgibi farklı turizm hareketlerine sahne olabilecek mağaraların araştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışma saha ve literatür taramasına dayanmaktadır. Mağaraların yerlerinin tespiti ve özelliklerininbelirlenmesi için arazi çalışmaları yapılmış, elde edilen veriler ArcGIS Desktop v.9X yazılımı ile 1/100,000 ölçekli  topografya haritası esas alınarak Balıkesir il haritası üzerine işlenmiştir. Topografya haritası taranarak bilgisayar  ortamına aktarılmış, mağaraların özellikleri tablo şeklinde düzenlenmiştir. Mağaralar potansiyellerine göre ayrılarak  turizme açılabilecekler saptanmıştır. Tespit edilen 33 mağaradan sadece 4 tanesinin turizme açılabileceği belirlenmiş ve
bunlar hakkında ayrıntılı çalışma yapılmıştır.
Sahip olduğu arkeolojik, doğal, tarihi ve kültürel değerleri ile Batı Anadolu’ daki en önemli turistik yörelerden  birisi durumuna gelmiş olan Balıkesir’ de bugüne kadar keşfi ve haritalaması yapılmış, mağara içi ve yakın çevresinin  jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, meteorolojik, biyolojik, antropolojik - arkeolojik oluşumu ve gelişimi çalışılmış  olan doğal mağara sayısı 22 dir. Bu mağaraların dışında da İlimiz sınırları içerisinde keşfi ve incelemesi yapılmamış,  ancak yerel düzeyde yaşayanlar ile bu bildirinin yazarları tarafından tespit edilen 11 adet doğal mağara daha  bulunmaktadır. Bugüne kadar bilinen toplam 33 mağaradan turizm potansiyeline sahip mağara sayısı 4’ tür. Bunlar   arasında Bigadiç Meyvalı, Gönen Dereköy, Havran İnboğazı ve Kepsut Ulupınar yer alır. Bu mağaralardan öncelikli  olarak biri (Ulupınar) bilimsel ve teknik projelerin denetiminde, uluslararası mağara turizmi ile ilgili kuruluşların
ilkelerine uygun olarak turizme açılabilir.

Giriş
Türkiye sahip olduğu doğal, arkeolojik, tarihi ve kültürel kaynak değerleri bakımından dünyadaki pek çok ülkeden şanslı durumdadır. Dünya Mirası kavramında Doğal Miras olarak yer alan bu kaynaklardan coğrafyanın ilgi
alanı içine giren yer şekilleri, turizmin çekici unsurlarının başında gelmektedir. Jeomorfolojik Miras olarak tanımlanan yer şekilleri kavramı kapsamında yer alan mağaralardan Balıkesir ilinin mağaraları ve bu mağaralara ilişkin olup –olamayacağı araştırılan mağara turizm potansiyeli, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Yeryüzünde görülen akarsu, göl, çağlayan ve traverten vb. doğal güzelliklerin yeraltında varlığı, insan için daima karanlık ve bilinmeyen olan yeraltı düşüncesini, aydınlığa ve hayranlığa dönüştürmüştür. Mağaraların doğa
turizmi açısından en önemli özelliği, mağara ortamında damlama, akma, buharlaşma, durgun su ortamı gibi çökelme mekanizmaları nedeniyle oluşan speleotem (mağara oluşumu) adı verilen şekillerin biçim, renk, yoğunluk ve boyutları açısından sunduğu görselliktir (Doğaner, 2001). Hali hazırda ülkemizde bu doğal zenginliği bir ölçüde yansıtan 20 kadar mağara turizme açılmıştır. Büyük çoğunluğunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’ na bağlı işletmeler olarak faaliyet göstermekte olduğu mağaralardan bazıları özel bir şirket tarafından işletilirken, bazıları ise özel idare ve kaymakamlıklar gibi yerel yönetimler tarafından işletilmektedir.
Dünyadaki diğer ülkelere göre “mağara cenneti ülke” durumunda olan Türkiye’de erimeye uygun kayaçların kapladığı alan ve bu alanlarda tespit edilen mağara sayısının oranına göre; yaklaşık 35,000 – 40,000 adet mağaranın
bulunabileceği öngörülmektedir (Ozansoy ve Mengi, 2006). Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik - jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma (karstik alanlar) ülkemizde başta Batı ve Orta Toros dağlarında (Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Konya, Karaman, İçel ve Adana) yaygın olarak bulunmaktadır (Nazik, 1999). Türkiye'nin en uzun  (Beyşehir Gölü batısındaki Pınarözü Mağarası, 16 km) ve en derin mağaraları (Anamur'un kuzeyinde Çukurpınar Düdeni, 1880m) bu dağ kuşağı üzerindedir. Ülkemizin % 40’ı, mağara oluşumları açısından önemli bir nitelik olan karstlaşmaya uygun kayaçlardan meydana geldiğinden Batı ve Orta Toros kuşağı dışında da ki mekânlarda da çoksayıda mağara oluşumları ile karşılaşmak mümkündür. Mağara gelişiminin yoğunluğu açısından Batı ve Orta Toros  kuşağını sırasıyla Güney Marmara Bölümü, Trakya, Batı ve Doğu Karadeniz bölümleri, Yukarı Sakarya Bölümü ile
Yurdumuzun diğer bölüm ve yöreleri izler.

Türkiye’de genelde mağara araştırmaları ve mağaralardan yararlanma, özelde ise mağara turizmi çok yeni bir  konu olup, 1964 yılında kurulan Mağara Araştırma Derneği (MAD) tarafından başlatılmıştır. Mağara Araştırma  Derneği, yurt dışından davet ettiği mağaracılarla Toros Dağları’ nda araştırmalarda bulunarak, çok sayıda mağaranın  etüdünü gerçekleştirmiştir. Daha sonra ilk üniversite kulübü olan Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (BÜMAK) 1973 yılında kurulmuştur. Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneği nedeniyle sağladığı özgürlük ve destek  ortamında kurulan BÜMAK mağara araştırmalarını, dar profesyonel yer bilimci çevresinin dışına taşıyarak, üniversite öğrencisinin coşkusunu, amatör yaklaşımını Türkiye mağaralarının araştırılmasına yöneltmiştir. BÜMAK, ilerleyen  yıllar da, Türkiye’de “sportif” speleolojinin gelişmesinde ve diğer üniversitelere yayılmasında çok önemli bir roloynamıştır. 1979 yılında MTA Jeoloji Etütleri Dairesi bünyesinde kurulan Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi, bugün
sistematik olarak Türkiye’ deki mağara araştırmalarının büyük bir bölümünü gerçekleştirmektedir. Kurulduğu günden  bugüne bu Birim tarafından Türkiye’nin değişik yörelerinde 700 civarında mağara incelenmiştir. Yabancı ve yerli değişik kulüp (MADAG, HÜMAK, DOST, TODOSK, ZÜMAK, DEÜMAK, EMAK, ANÜMAB, MÜMAT ve  EMAG) ve dernekler (ANMAK, AKUT ve ASKAD) tarafından da incelen mağara sayısının 450 kadar olduğu kabul edildiğinde; Türkiye’ de kayıt altındaki 2327 adet mağaranın ancak 1,150 kadarının incelenmiş olduğu söylenebilir.
Türkiye’ deki kayıtlı olan 2327 adet mağaradan 467' sini yayını yapılmış, ölçümleri alınmış, plan ve kesiti çizilmiş, kısaca ayrıntılı bilgisi olan, 919'unu yayını olan ya da bazı yayınlarda bilgisi olan; ama hakkında yoğun veri  bulunmayan ve 941'ini de ili, ilçesi, köyü dışında hakkında pek bir bilgi bulunmayan mağaralar oluşturmaktadır
(Gürcan ve diğ., 2006).
Türkiye’de 1950 yılında Alanyalı Galip Dede’nin büyük çabaları ile turizme açılan ilk mağara; Damlataş Mağarası’dır. Bunu 1965’ de turizme açılan Burdur İnsuyu ve Silifke Narlıkuyu - Dilek mağaraları izlemiştir. 1990
yılına kadar Ülkemizde mağara turizme bu üç mağara hizmet etmiştir. Bugün Ülkemizde turizm amaçlı kullanılan mağara sayısı ise 20 kadardır.
Balıkesir İli’nin Doğal Mağaraları

Balıkesir’ deki turizm mekânları, turizmin farklı gelişim dönemlerini (turizmin gelişmediği, turizmin geliştiği ve turizmin tahrip ettiği) yaşamaktadır. Bu mekânlardan yer şekillerinin büyük bir kısmı da dağ, plato (yayla), mağara ve kanyon gibi turizmin gelişmediği dönemi yaşamaktadır. İlimizde söz konusu ortamlar çok sayıda olmasına rağmen yöresel olarak turizme açılmamış olup, ancak bunlardan sadece bir kaçı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü envanterlerinde
yer almaktadır. Bu araştırmanın konusunu oluşturan mağaralarla ilgili olarak, bugüne kadar Balıkesir’ in Dursunbey, Kepsut, Susurluk, Manyas, Bandırma ve Gönen ilçelerinde ayrıntılı çalışmaların MTA, BÜMAK ve DEÜMAK
tarafından yapıldığını söylemek mümkündür. Merkez ilçe ile Bigadiç, Sındırgı, Savaştepe, İvrindi, Balya, Havran, Edremit, Burhaniye, Gömeç, Ayvalık, Erdek ve Marmara ilçelerinde ise henüz sistematik olarak detay mağara araştırmaları yapılmamıştır. Ancak lokal olarak Bigadiç Meyvalı, Sındırgı İnkaya ve Havran İnboğazı mağaralarında yakeşif ve haritalama çalışmaları veya biyospeleolojik özellikleri araştırmayı amaçlayan çalışmalar bulunmaktadır (Tablo
1 ve 2).
Balıkesir’de keşfi ve haritalaması yapılmış, mağara içi ve yakın çevresinin jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, meteorolojik, biyolojik, antropolojik - arkeolojik oluşumu ve gelişimi çalışılmış olan doğal mağara sayısı
22 adettir (Tablo 1). Bu mağaraların dışında da İlimiz sınırları içerisinde keşfi ve incelemesi yapılmamış, ancak yerel  düzeyde yaşayanlar ile bu makalenin yazarları tarafından bilinen 11 adet doğal mağara bulunmaktadır (Tablo 2). Bu  çalışmanın konusu yukarıda adı geçen toplam 33 mağaradan sadece turizm potansiyeli olabilecek 4 mağaranın ayrıntılı  özellikleri hakkında değerlendirme yapmaktır. Balıkesir’ de bugüne kadar çalışılmış ve tespit edilmiş mağaraların
coğrafi dağılışı Şekil 1 de gösterilmiştir. Keşfi ve haritalaması yapılan söz konusu 22 adet mağaranın araştırılması  sırasında bazı detay özelliklerinin (flora ve fauna gibi) göz ardı edildiğini burada ifade etmek mümkündür. Balıkesir İli Doğal Mağaralarının Kullanım Alanları Açısından Sınıflandırılması

Avrupa Ülkeleri ve ABD’ de 1800’lerin başında başlayan mağara araştırmaları ve mağaraların kullanımı ve mağaralardan yararlanma çok ileri bir aşamaya ulaşmış ve ülkelerin sosyo-ekonomik gelişimleri sırasında başlı başına
bir sektör oluşturmuştur. Herhangi bir mağaranın oluşum ve gelişim özellikleri ile iklimselliği, o mağaranın hangi amaçlarla kullanılacağını belirler. Mağaralar yaygın olarak turizm, doğal soğuk hava depolamacılığı, hayvansal
ürünlerin (tulum peyniri, yağ vb.) olgunlaştırılması ve korunması, kültür mantarcılığı, solunum yolu hastalıklarının  tedavisi, askeri amaçlarla korunak ve sığınak, guano (yarasa gübresi) üretimi, plaser mineral yatakları, yer altı suyu havzalarının belirlenmesi ve yüzeye çıkarılması, kaynak sularının kirlenme odaklarının ve koruma yöntemlerinin  belirlenmesi, bölgesel jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik ve paleoekolojik özelliklerin tespit edilmesi ile sıvılaştırılmış
gaz, doğal gaz ve akaryakıt depolanması amaçları ile kullanılmaktadır (Nazik, 1999). Balıkesir ili doğal mağaralarını da yukarıdaki paragraflardaki bilgilerin ışığında turizm ve sportif amaçlı kullanımlara uygunluğu açısında 4 alt başlık halinde sınıflandırmak mümkündür.
A) Birinci Grup Mağaralar: İnsan girişine ve turizme tamamen kapalı olan mağaralardır. Balıkesir’ de yetkili kurumlardan alınacak özel izinle sadece araştırmacı ve bilim adamlarının girebileceği bu tür mağaraların özellikleri
arasında biyospeleolojik açıdan önem taşıyan, bilimsel araştırmalar için kullanılabilecek ve troglobit (mağaralarda  yaşayan kırkayakların, örümceklerin, çeşitli kurtların, kör semenderlerin, gözsüz balıkların bilimsel adı) sınıfına giren 
3. Ulusal Balıkesir Turizm Kongresi. 17–19 Nisan 2008. Bildiriler Kitabı, s. 393–400, Balıkesir.  özel mağara canlılarının yaşadığı mağaralar, yarasaların koloniler halinde yaşadıkları ve üremek amacıyla kullandıkları mağaralar ile türünün tek örneği sayılabilecek, çok nadir görülen oluşum ve bazı özel değerleri bulunan mağaralar  sayılabilir (Havran İnboğazı Mağaraları gibi). Bu gibi mağaraların giriş ağzına bilgilendirme ve yönlendirme levhaları konularak, giriş kesin olarak engellenmelidir. Yine bu tür mağaralara özellikle kış aylarında kesinlikle girilmemesi gerektiği de adı geçen levhalarda yer almalıdır (Tablo 1 ve 2).
Tablo 1 : Balıkesir’de keşfi ve incelemesi yapılmış mağaraların özellikleri
No Mağara Adı İlçe Köy Toplam Uzunluk   (m) Derinlik Uzanım Hidrolojik  Durum  Hidrolojik Konum  Kullanım  Alanı
 1 Meyvalı Bigadiç Yağcılar 1064 30 Y F F T
2 Dedekıran Dursunbey Sarnıç 21 -17 YY-YD F Dü Kz
3 Kocakuyu Dursunbey Hasanlar 151 -102 D F Dü Km-De-S
4 Sarnıçkaya Dursunbey Karyağmaz 76 -15 Y F G Km-S
5 Armutboğazı Dursunbey Durabeyler 47 -8 Y F K Km-S
6 Deliktaş Gönen Gerdeme 56 -7 Y A Yerköprü Kz
7 Kocapınar Gönen Kocapınar 20 -16 YY YA Dü Kz
8 Dereköy Gönen Dereköy 114 17.5 YY F F T
9 İnboğazı Havran İnönü 200? ? Y F F T
10 Ulupınar Kepsut Bükdere 728 10 Y A K T
11 Beyköy Kepsut Beyköy 99 -60 YY-YD F Dü Km-S
12 İncirlikuyu Kepsut Akçakertil 206 -58 YY F G Km-De-S
13 Kocain Kepsut Akçakertil 18 -19 Y F K Km-De-S
14 Nusret Düdeni Kepsut Nusret 76 -49 D F Dü Kz
15 Peynirkuyu Manyas Peynirkuyu 332 -40 Y YA Dü Kz
16 Kocaçalı Manyas Soğuksu 33 -23 YY-YD YA Dü Kz
17 Mürüvetler Manyas Soğuksu 204 3 Y F K Km-S
18 Ballıkaya Manyas Söve 170 -120 Y F Dü Kz
19 Mürüvetler Suçıkanı Manyas Mürüvetler 73 -8.5 Y A K Kz
20 Fanta Manyas Söve 15 -22 Y F F Km-S
21 İnkaya Sındırgı Akçakısrak 86 ? Y YA F Kz
22 Kasap Kemal Susurluk Göbel 78 -62 D YA F Kz
Y: Yatay, A: Aktif, YA: Yarı aktif, Dü: Düden, YY: Yan yatay, YD: Yarı dikey, D: Dikey, F: Fosil, K: Kaynak, G: Geçit, Kz:
Kullanıma uygun değil, Km: Kültür mantarcılığı, De: Depolamacılık, T: Turizm, S: Sağlık

Tablo 2: Balıkesir’ de keşfi ve incelemesi yapılmamış mağaralar

No Mağara Adı İlçe Mevki
1 Mesire Ayvalık Merkez Mesire Ormanı
2 Karaca Balya Merkez
3 Arı Balya Bedeller Obası
4 Orta Balya Merkez
5 Bereketli Bandırma Bereketli
6 Dipsiz Bigadiç Merkez
7 Zeytinliada Erdek Merkez
8 Koyunkaya Manyas Koyunkaya
9 Kızık Manyas Kızık
10 Kocasu Merkez Şamlı - Yeroluk
11 Yazören Savaştepe Yazören
3. Ulusal Balıkesir Turizm Kongresi. 17–19 Nisan 2008. Bildiriler Kitabı, s. 393–400, Balıkesir.

 

B) İkinci Grup Mağaralar: İnsan girişine kısmen açık, ancak turizme açılmamış mağaralardır. Bu tür  mağaralara, mağaracı dernek ve kulüplerin üyeleri araştırma ve eğitim amacıyla girebilirler. Bu gruba giren mağaralar, özel ilgi gruplarına hitap eden mağaralardır. Balıkesir’ de bu mağaralara çok sayıda örnek verilebilir. Bunlar arasında Dursunbey Dedekıran, Kocakuyu, Sarnıçkaya ve Armutboğazı ile Kepsut Kocain ve Beyköy mağaraları sayılabilir
(Tablo 1).

C) Üçüncü Grup Mağaralar: Genelde bu ve benzeri sınıflandırmalarda üçüncü grupta turizme açılmış olan mağaralar yer alır. Bu mağaralar; Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili yerel yönetimler ya da özel kişiler tarafından
işletilebilen, içinde ışıklandırma, gezi yolu vb. düzenlemeleri yapılmış, dışında da hizmet sunabilmek amacıyla çeşitli tesisleri bulunan mağaralardır. Bu mağaralara giriş ücretini ödeyen herkes girebilir. Ancak Balıkesir ilinde bu şekilde  turizm amaçlı kullanıma açılmış bir mağara bulunmamaktadır. Bu grupta en kısa zamanda yer alabilecek halihazırda ön  araştırmaları tamamlanmış ve turizm potansiyeline sahip mağaralar arasında Bigadiç - Meyvalı, Gönen - Dereköy, Havran - İnboğazı ve Kepsut - Ulupınar yer alır. 

D) Dördüncü Grup Mağaralar: Dördüncü grupta yer alan mağaralar ise, bilimsel anlamda araştırması  yapılmamış, yöre insanının dışında ve bu çalışmayı yapanların dışında bilinmeyen ve literatüre geçmemiş mağaralardır.
Ayvalık-Mesire, Balya-Arı, Orta ve Karaca, Bandırma-Bereketli, Bigadiç-Dipsiz, Erdek-Zeytinliada ve SavaştepeYazören gibi mağaralar da bu gruba örnek verilebilir.
Balıkesir İli Mağaralarının Turizm Potansiyeli
Uluslar Arası Turistik Mağaralar Derneği’nin (International Show Caves Association) yapmış olduğu bir  çalışmaya göre mağara turizminde ziyaretçi başına doğrudan ve dolaylı katkının 15,5 ABD doları olduğu düşünüldüğünde ve bu ziyaretçi sayılarının Ukrayna’daki Pecherskaya Larva Mağarası’nda 1.8 milyon kişi, Çin’deki  Guilin Reed Flute Mağarası’nda 920.000 kişi, Gürcistan’daki Novoafonskaya Mağarası’nda 700.000 kişi gibi rakamlara  ulaştığı göz önüne alınırsa mağaraların bulundukları yerin sosyo-ekonomik gelişimine ne kadar büyük katkı yaptıkları  daha net olarak anlaşılabilir (Ozansoy ve Mengi, 2006). Özellikle Türkiye’de ve Balıkesir’de bu mağaraların az  gelişmiş yöre ve çevrelerinde olduğu düşünülürse mağaraların turizme kazandırılmasının Ülkemiz ve İlimiz turizm
yapısını olumlu yönde etkileyeceği rahatlıkla söylenebilir.
Ana kaya oluştuktan sonra geliştiği için ikincil mağaralar grubuna dahil edilebileceğimiz Balıkesir’ deki  mağaralar içerisinde bugüne kadar yapılan çalışmaların ışığı altında görsel amaçlı kullanılabilecek, turizm potansiyeline  sahip 4 adet mağara bulunmaktadır. Bunlar turizm potansiyeli açısından önem sırasına göre ele alınırsa Kepsut Ulupınar  Mağarası, Gönen Dereköy mağaraları ve Havran İnboğazı mağaraları ile Bigadiç Meyvalı Mağarası’dır.  Ulupınar Mağarası: Kepsut İlçesi' nin 24 km kuzeydoğusunda bulunan Bükdere köyünün 2 km kuzeyinde  490 m. rakımında yer alır. Mağara Susurluk çayının (Simav çayı) bir kolu olan ve derin kanyon vadi içinde akan ve  Bükdere Köyü'nden gelen Darıçukuru deresinin doğu yamacında gelişmiştir. Ulupınar' a Balıkesir - Kepsut üzerinden  gelindiği gibi, Susurluk - Yaylaçayır köyü - Serçeören köyü ve Mustafakemalpaşa – Çatalağzı - Kansız köyü - Bükdere  köyünü izleyen yol ile de gidilir. Ancak bu son yol mecbur kalmadıkça tavsiye edilmez (Nazik ve diğ., 1997).
Mağara akarsularla derin kanyonlar şeklinde  yarılarak parçalanmış Pliyosen aşınım yüzeylerinde  oluşmuş bir alanda yer alır. Bükdere Köyü ve  çevresinde görülen bu yüzey; Permo - Triyas,  Kretase ve Miyosen birimler üzerinde 400 - 700 marası yüksekliklerde uzanır. Hidrolojik olarak askıda  kalmış, aktif – yarı aktif bir mağaradır. Görünüm ve  gelişimleri çok ilginç olan damlataş havuzları ile kaplıdır. Mağara boşluğunu enine birleştiren bu
havuzların derinliği 5 m' yi bulur. Son bölümlerde ise sarkıt, dikit, sütun ve duvar damlataşları ile makarna sarkıtlar yoğunlaşır. Havuzların su ile dolu olduğu mevsimde, girişten 400 m sonra kapalı bir sifon
vardır.

Bu sifon yağışların azalmasıyla açılmaktadır. Buna karşılık son bölümdeki sifon ise bütün yıl kapalıdır. Sulu bir mağara olan Ulupınar' da, bütün mevsim akışı olan bir yeraltı deresi vardır (Nazik ve diğ., 1997).Mağara önünde arkeolojik duvar kalıntıları vardır. Mağaranın hemen hemen orta kesimlerinde çöküntü salonunda kolonileşenyarasalara, bu bölümden girişe kadar olan kısımda seyrek olarak rastlanmaktadır.

Balıkesir’de keşfi ve haritalaması yapılmış, mağara içi ve yakın çevresinin jeolojik, jeomorfolojik,  hidrojeolojik, meteorolojik, biyolojik, antropolojik-arkeolojik oluşumu ve gelişimi çalışılmış olan Ulupınar Mağarası’nın turizme açılabilmesi için bütün turizme kazandırılması düşünülen mağaralarda olduğu gibi “Uygulama Projesi” hazırlanması gerekmektedir. Koruma ve kullanım yöntemlerinin belirlendiği bu uygulama projesinde mimari proje ve elektrik düzenlemeleri ile mağara dışının çevre planı bulunmaktadır. Ulupınar Mağarası, speleotem şekiller bakımından zengin, dolaşımın kolay ve yatay oluşu sebebi ile görsel amaçlı kullanım için olduğu kadar, uzun olması (728 m) sebebi ile de sportif amaçlı kullanımlar için de son derece uygundur.
Dereköy Mağaraları: Gönen ilçe merkezinin 7,5 km kuzeybatısındaki Dereköy’ün 850 m güneyinde yer alır. Bunlar Gönen Çayı’nın kolu olan Keçidere vadisinin kuzeye bakan yamacında 3 adet (Sulu, Kuru ve Çoban mağaraları) mağaradan oluşur. Etrafında alçak tepelerin bulunduğu mağaraların yakın çevresi ağaç, çalı ve otsu bitki formasyonları bakımından zengindir. Denizden mağara ağız giriş yükseltileri 54-56 m’ler arasında olan bu mağaralar aynı yamaçta bulunur. Yatay yönde gelişen mağaralar, sahada yaygın olan Jura - Kretase dönemine ait kireçtaşları içerisinde oluşmuştur. Bunlardan Kuru Mağara’nın uzunluğu 171 m, toplam alanı ise 427 m2  dir. Sulu Mağara iki ayrı salondanmeydana gelir ve uzunluğu 57.5 m, toplam alanı ise 400 m2 dir. Çoban Mağarası ise 24,5 m uzunluğa ve 240 m2 toplam alana sahiptir. Mağaraların kollarla birlikte toplam uzunluğu 253 m olup, alanları 1057 m2  dir. Dereköy mağaralarının hemen doğusunda iki karstik su kaynağı bulunmaktadır. Mağaralar içinde çatlak sistemlerinden sızan suların meydana  getirdiği sarkıt, dikit, sütun ve mağara incileri gibi damlataşı şekilleri vardır (Efe, 1999). Kuru Mağara’da hava sirkilasyonunu sağlayacak çıkış olmadığı için içeriye doğru nem oranı artar. Sulu Mağara’ da çok sayıda yarasa ve balık yaşamaktadır. Kuru Mağara’ da ise daha az yarasa bulunmaktadır. Her iki mağarada da karanlık ortamda yaşayabilen
bitki, sinek ve bazı örümcek gibi canlılara rastlanmaktadır. Sulu ve Kuru mağaralarda damlataşı oluşumları devam
etmektedir (Efe ve Demirci, 2000).
Keşfi ve haritalanması yapılmış, mağara içi ve yakın çevresinin jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve meteorolojik durumu Efe (1999) tarafından çalışılmış olan Dereköy mağaralarını insanların tahribinden kurtarabilmek için mutlaka koruma altına almak gerekmektedir.

Uygulama projesi hazırlandığı ve gerçekleştirildiği takdirde ilimizde mağara turizmine ciddi anlamda bir katkı yapacağı aşikar olan bu mağaraların, Gönen gibi termal turizm, Erdek gibideniz turizmi ve Kapıdağ Yarımadası gibi eko-turizm potansiyeli bulunan alanlara yakınlığı göz ardı edilmemelidir.

İnboğazı Mağaraları: İnboğazı mağaraları bir diğer ismi ile İnönü mağaraları, Havran yerleşim biriminin 6  km doğusundaki İnönü Köyü' nün 1,5 km güneydoğusunda, kalker yapılı Çal Dağı'nın (Kocaçal Tepesi 381 m.) sarp güney yamaçlarında, yani Havran çayının kuzeyindeki İnboğazı mevkiinin batı ağzında 120 m. rakımda yer almaktadır.  Yedi ağızlı ve birbirine bağlanan çok sayıda mağara oluşumu şeklinde gelişmiş olan bu mağaralar, Havran çevresinde prehistorik (tarih öncesi) kültürün aydınlatılmasında rol oynayan en önemli yerleşim izlerine rastlanılan yerlerin başında gelmektedir. “İnönü, Devedamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık” adını taşıyan bu mağaralarda, en esaslı araştırma, 1949 yılında İ. Kılıç Kökten tarafından yapılmıştır (Kökten, 1949). Kökten, söz konusu mağaraların en büyüğü olan (200 m. uzunluğunda ve ana mağara konumundaki) Karanlık Mağara’da kazı yapmış ve üçüncü kattaki siyah ve kahverengi açkılı, çizgi bezemeli parçaları Kalkolitik Çağ' a, hatta Neolitik Çağ' a tarihlemiştir. Çalışmalarını Karanlık Mağarası'nda sürdüren Kökten, mağarada yukarıdan aşağıya tespit ettiği üç tabakadan ikincisinde Grek-Roma malzemesinerastlamıştır. Roma Dönemi’ne ait pişmiş topraktan figürinler, keramik parçaları, adak heykelcikler ve kap parçaları ile
Bizans Dönemi’ ne ait tabak parçaları da Kökten’ in mağaradaki buluntuları arasındadır. Bu seviyelerin bir köşesinden, toplu olarak pişmiş topraktan yapılmış, içleri boş eli davullu karnında aslan kabartması bulunan, su taşıyan ve çeşitli başlıklı kadın erkek adak heykelcikleri çıkmıştır. Kibele Kültü’nün bu mağarada yaşamış olduğunu göstermesi bakımından, heykelcikler birer belge olmuştur. İkinci katta Bakır devrine ait olduğu tahmin edilen siyah çömlek ve küçük boy değirmen taşları çıkmıştır. Bunun altındaki tabakada; kap kırıkları, seramik parçaları, çakmak taşı ve kemik eşyalar bulunmuştur. 

Aşağıya inildikçe malzemenin kahverengi siyah perdahlı, tek ve kazıma çizgi süslü seramiğe döndüğü görülür (Özdoğan, 1987). Kökten’e göre, Siyah perdahlı ve kazıma tekniğinde çizgili keramikler, ok uçları, yonga aletler, çakmak taşları, kemikten yapılmış objeler ortaya çıkarılmış olması mağaraların Paleolitik dönemde de yerleşime açık olduğunun en belirgin verileridir. Aynımağaranın farklı yerlerinde de Paleolitik devrin varlığını gösteren başka buluntular da tespit edilmiştir. Taş Devri ve Maden Devri’ne ait buluntulardan anlaşıldığına göre, MÖ. 50,000 yılından itibaren Havran ve çevresindeyerleşim izleri görülmektedir (Kökten, 1949).  1987 yılında İnboğazı mağaraları, Özdoğan tarafından tekrar ziyaret edilmiş ve Kalkolitik Çağ, İlk Tunç Çağı ve Ortaçağ yerleşme yeri olarak gösterilmiştir (Harmankaya ve diğ., 1998). İnboğazı mağaralarında 1997 yılında Balıkesir Müzesi’nin girişimleriyle yeni bir araştırma daha yapılmış, önceki bulguları destekler mahiyette veriler elde edilmiştir.DSİ 25. Bölge Müdürlüğü tarafından inşaatı sürdürülen Havran Baraj suları altında kalacak olan İnönü, Devedamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık mağaralarında yaklaşık 10 bin yarasanın yaşadığı tespit edilmiştir. "Avrupa'nın en büyük kolonisi" olarak tanımlanan bu yarasaların sayıca çokluğu kadar tür zenginliği de dikkat çekmektedir.
İstatistiklere göre başka yerlerde en fazla 3 tür barınırken, İnboğazı mağaraları içerisinde 2' si dünyada ender yaşayantür Büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum) Akdeniz nalburunlu yarasa (Rhinolophus euryale) olmaküzere toplam 7 tür bulunmaktadır. Ayrıca 8. türünde varlığından şüphelenilmekte ve o yönde araştırmalar sürmektedir.Bu mağaralarda yarasaların barınması yanında doğal oluşan mağara askıları da ayrı bir değer oluşmaktadır.Meyvalı Mağarası: Alaçam Dağları'nın güneyinde bulunan Meyvalı (Dervişler) Köyü'nde yer almaktadır. Kretase yaşlı, yerli olmayan kristalize kalkerler içerisinde gelişim göstermiştir. Üç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler en alt kotta bulunan devamlı aktif olan kısım, orta seviyedeki yarı aktif kısım ve en üst kottaki fosil kısımdır.
Aktif olan kısımda yaz - kış debisi fazla değişim göstermeyen bir yeraltı akarsuyu bulunmaktadır. Bu da derenin dengeli bir biçimde beslendiğini göstermektedir. Mağara içinde ve dışında faylanmalar, özellikle iç kısımda fay breşleri
gözlenmiştir. Yatay ve 1064 m uzunluğundadır. 1999 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü tarafından incelenmiş ve haritalanmıştır. Beyaz Yarasa olarak adlandırılan salonda bir albino yarasa gözlenmiştir
(DEÜMAK, 1999).
Sonuç ve Öneriler
Bu çalışmada Balıkesir İli’nde bugüne kadar farklı birimler tarafından araştırması yapılmış 33 adet mağara “mağara turizmi” açısından incelenmiştir. İncelenen mağaralar hem belirli özelliklerine göre tablolar halinde hem de coğrafi dağılışları bakımından bir harita yardımıyla ilk kez görselleştirilmiştir. Bu inceleme de 22 adet mağaranın detay özellikleri ortaya konulmuştur. Diğer 11’ine ait çalışmalar ise henüz çok yenidir. Balıkesir’ de keşfi ve haritalaması
yapılmış, mağara içi ve yakın çevresinin jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, meteorolojik, biyolojik,antropolojikarkeolojik oluşumu ve gelişimi çalışılmış olan 22 mağaradan 4 tanesinin sahip olduğu özelliklerinden dolayı “mağara
turizmi” açısından potansiyel taşıdığı anlaşılmıştır.
Yurdumuzda sayıları on binlere ulaşan bu mağaraların ülke ekonomisi için ciddi bir ekonomik potansiyel oluşturması kadar, turizmin çeşitlendirilerek, kıyılardan iç kesimlere yaygınlaştırılması açısından da büyük önem
taşıdığı bilinmektedir. Yurdumuz genelinde olduğu gibi İlimizdeki mağaralar belirli bir sistem içinde, bilimsel yöntemlerle tamamının incelenerek, yöre koşullarında kullanım alanlarının tespit edilmesi öncelikli olmalıdır. Bu çalışmalar sırasında mağara potansiyelinesahip bilinen 4 mağara (Kepsut - Ulupınar, Gönen - Dereköy, Havran -İnboğazı, ve Bigadiç-Meyvalı mağaraları) dışında da bu amaçlı belki çok daha uygun koşullarda kullanılabilecek mağaraların olabileceği de düşünülmelidir. Bütün bunların dışında halihazırda ülke ölçeğinde mağara turizmi açısından yüksek potansiyel taşıyan mağaralarımızdan Kepsut - Ulupınar Mağarası’nın turizme kazandırılması için çalışmalara bir an evvel başlanabilir. Bunun için; haritası, plan ve raporu hazırlanmış, araştırılması yapılmış bir mağaranın turizme açılması için gerekli işler sırası ile yerine getirilmelidir. Bu iş için de Ulupınar Mağarası’nın “Uygulama Projesi”nin hazırlanması gerekmektedir. Uygulama projelerinde mağara ağzı ve yakın çevresinin 1/1000 ölçeğinde topografik
haritası ile mağara yüzeye aplike edilerek koruma sınırının tespiti öncelikli konudur. Bu çalışmayı mağara içinde ve mağara dışındaki diğer çalışmalar takip etmelidir. Mağara içinde 1/100 ölçeğinde rölevesi, 1/100 ölçeğinde mimariinşaat projesi,

1/100 ölçeğinde elektrifikasyon projesi, 1/100 ölçeğinde hassas alanlar projesi (korunması gerekli ve ehlikeli bölgeler için) yapıldıktan sonra mağara dışında da mağara önü ve çevresinde Kültür ve Turizm Bakanlığı KTVKK'nun istediği "Çevre Düzenleme Projesi" gerçekleştirilmelidir. Bu projede 1/100 ölçeğinde yakın çevre rölevesi (destek ünitelerinin yapılacağı alanlarda) ve Çevre Düzenleme Projesi (destek ünitelerinin projesi) ile Peyzaj Projesi yer  3
almaktadır. Tüm plan, harita ve raporların Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanlığı' nın onayından geçirilmesi ile mağara içinde ve dışında inşaat yapım işlerine geçilebilir. Bütün bu çalışmalar Bakanlıkça yapılabileceği gibi İl Özel İdareleri ve özel sektör tarafından da yapılabilir. Ancak mağaraların yenilenemeyen “doğal kaynak” veya “doğal miras” olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle mağaraların salt turist çekme ya da kısa yoldan bilinçsizce ve emeksizce para kazanmak adına uygulama projesi hazırlanmadan, Avrupa mağara işletim standartlarına uymadan ve ISCA (International Show Caves Association) üyesi olmadan açılmaması gerekir.
Kaynakça
AYGEN, T., 1984, Türkiye Mağaraları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayını, İstanbul
BAŞAR, M., 1972, Teşekkül Tiplerine Göre Türkiye Mağaralarının Dağılışı, Jeomorfoloji Dergisi, 4, 133-140.
DEÜMAK, 1999, Meyvalı (Dervişler) Mağarası, Bigadiç Dergisi, 9.
DOĞANER, S., 2001, Türkiye Turizm Coğrafyası, Çantay Kitabevi, İstanbul
EFE, R., 1999, Dereköy Mağaraları ve Yakın Çevresinin Jeomorfolojik Özellikleri, Türk Coğrafya Dergisi, 34, 31-50.
EFE, R. ve DEMİRCİ, A., 2000, Eco-Tourism: A Case study of the Dereköy Caves (NW of Turkey). 29th
International Geographical Congress. 14-18 August, 113-114, Seoul, Korea.
EVCİ, D. ve ARIKAN, N., 2004, Mağaralar, Turizm, İnsan ve Çevre Sağlığı, Mağara Ekosisteminin Türkiye’ de
Korunması ve Değerlendirilmesi Sempozyumu I, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Yayını, Yayın No: 2, Ankara
GÜLDALI, N., 1983, Mağaraların Oluşumları ve Ekonomik Olanakları, Bilim ve Teknik, 186.
GÜRCAN, G.; YAMAÇ, A.; KIRLANGIÇ, S.; PELEN, M.; TALAY, Z. ve ZORLU, P., 2006, Türkiye Mağaralar
Envanteri, Ege Yayınları, ISBN 975-807-128-9, İstanbul.
HARMANKAYA, S.; TANINDI, O. ve ÖZBAŞARAN, M., 1998, Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri 3 - Kalkolitik Çağ,
Ege Yayıncılık, İstanbul.
KÖKTEN, İ. K., 1949, 1949 Yılı Tarih Öncesi Araştırmaları Hakkında Kısa Rapor, Belleten, XIII (52).
NAZİK, L., 1989, Mağara Morfolojisinin Belirlediği Jeolojik-Jeomorfolojik ve Ekolojik Özellikler, Jeomorfoloji
Dergisi, 17, 53-62.
NAZİK L.; TÖRK, K.; ÖZEL, E.; MENGİ, H. ve AKSOY, B., 1997, Güney Marmara Bölgesi’ nin (Balıkesir, Bursa ve
Bilecik) Doğal Mağaraları, MTA Derleme No: 10.046, Ankara
NAZİK, L., 1999, Mağaralar, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Mavi Gezegen Popüler Yerbilimleri Dergisi, 1, 60-
67.
NAZİK, L.; DERİCİ, Ş.; KUTLAY, H.; TÖRK, K.; ÖZEL, E.; MENGİ, H.; AKSOY, B. ve ACAR, C., 2001,
Yalandünya Korsanini Mağaraları (Gazipaşa-Alanya) Araştırma Raporu, Mimari ve Elektrifikasyon Uygulama
Projesi, MTA Derleme No: 10.404, Ankara.
NAZİK, L., 2004, Mağaraların Oluşum ve Gelişim Özellikleri, Mağara Ekosisteminin Türkiye’de Korunması ve
Değerlendirilmesi Sempozyumu I, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Yayını, Yayın No: 2, Ankara.
OZANSOY, C.; MENGİ, H., 2006, Mağara Bilimi ve Mağaracılık, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları 235, Ankara.
ÖZDOĞAN, M., 1988, 1987 Yılı Edirne ve Balıkesir İlleri Yüzey Araştırması, Araştırma Sonuçları Toplantısı VI,
571-590, Ankara.
19-05-2020 /2008 - Doç. Dr. Abdullah SOYKAN- Prof. Dr. Recep EF-, Yrd. Doç. Dr.-. Süleyman SÖNMEZ- Yrd. Doç. Dr. İsa CÜREBAL