‘Alerji Mevsimi’ Geldi

 

Alerji nedir?

Vücudun bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan bazı maddeleri (alerjen) tehlike olarak algılayıp abartılı yanıt verme durumudur.Bağışıklık sistemini bu abartılı yanıta yönlendiren bazı genetik faktörlerdir. Yani anne-babadan çocuğa geçen genetik özellikler, çevresel koşulların da yardım etmesi halinde alerjik hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasıyla sonlanır.

Kaç çeşit alerji var?

Belirtiler, daha fazla etkilenen tek bir organa ait yakınmalar olarak ortaya çıkabileceği gibi tüm organların etkilendiği genel bir hastalık hali olarak da görülebilir. Buna göre hafif bir saman nezlesi durumundan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar değişen çerçevede klinik tablolarla karşılaşabiliriz. Genel bir sınıflama yapmak üzere alerjik nezle ve alerjik astım gibi solunum yolu alerjilerini, deri alerjilerini, ilaç ve besin alerjilerini ayrı başlıklar olarak ele almak mümkün. En sık rastlananlardan biri olan solunum yolu alerjilerine yol açan başlıca alerjenler havaya karışan polenler, ev tozları (maytlar), küf mantarı sporları, kedi,köpek ve hamam böceği alerjenleri.

Hangisine karşı nasıl önlem alınmalı?

Alerjik hastalık tanısı konulması ve sorumlu alerjenin belirlenmesi halinde en temel yaklaşım, o alerjenden uzak durmak. Örnek olarak, evinde kedi besleyen ve şiddetli solunum yolu belirtileri yaşayan birine kedi alerjisi tanısının konulması durumunda kediyi mutlaka evden uzaklaştırmak gerekiyor. Bir besin maddesine alerjisi olduğu belirlenen kişi kesinlikle o besinden uzak durmalı, hatta çok küçük miktarlarının bile yemeğine bulaşmamasına dikkat etmeli. Bu kişiler lokantada yemek yerken kaçınmaları gereken besinin yemeklerine bulaşmaması konusunda ilgilileri uyarmalı. Besin alerjili çocukların okul ortamında korunabilmeleri çok önemli. Çocuğun durumunun öğretmeni ve okul yöneticileri tarafından bilinmesi, gerekli önlemlerin alınması zorunlu. İlaç alerjisi geçirmiş kişiler, durumlarını ve biliyorlarsa hangi ilaca alerjik olduklarını gittikleri her doktora bildirmeli.

Bu hastalık, son zamanlarda çocuklarda neden çok sık görülüyor?

Son yıllarda tüm dünyada alerjik hastalıkların arttığı ve bu artışın özellikle çocuk yaş grubunu etkilediği görülüyor. Bunun sebebi ile ilgili birtakım teoriler ileri sürülüyor. Bunlardan biri, hijyen hipotezi. Buna göre modern yaşam tarzında çocuğun doğduğu andan itibaren aşırı steril ortamda büyütülmesi ve sık rastlanan enfeksiyon ajanlarıyla karşılaşmaması bağışıklık sistemini alerji oluşturma yönüne doğru kaydırıyor. Bunu destekleyen en önemli gözlem köy veya çiftlik ortamında büyüyen çocuklarda daha az oranda alerjik hastalığın görülmesi. Diğer bir görüş beslenme tarzıyla ilgili olduğunu, günümüzde doğal yiyecekler yerine gittikçe daha çok işlem görmüş besinin tüketilmesinin bağışıklık sisteminde yön değiştirmeye sebep olabileceğini ve bunun da alerjik hastalıkları artırdığını savunuyor. Çevresel faktörlerin, özellikle hava kirliliğinin solunum yollarını alerjenlere daha duyarlı hale getirdiğini iddia eden görüşler olmakla birlikte bunların yeni alerjilerin gelişimine ne derece katkısı olduğu bilinmiyor.

Nasıl anlaşılır?

Herhangi bir şeye alerjik olduğumuzu düşündüren deliller o maddeyle karşılaştığımızda normalde olmayan belirtilerin ortaya çıkmasıdır. Solunumyolu alerjilerinde bu belirtiler hapşırık, burun akıntısı, burun kaşınması, göz sulanması, gözde batma ve kaşıntı, öksürük, nefes darlığı, göğüste hışıltı şeklinde olabilir. Besin alerjisinde, alerjenik besini yedikten sonra ani başlayan kaşıntı, kabarma, bulantı veya ishal, daha seyrek olarak yüzde, dudakta, dilde şişme, boğazda tıkanma hissi, nefes darlığı ve bayılma görülebilir. İlaçla ilişkili alerjilerde çoğunlukla besinle olana benzer belirtilerle seyreder. Belirtilerin bir alerjiyi düşündürmesi durumunda bunu kanıtlamak ve sorumlu alerjeni belirleyebilmek için bazı testlere başvurulur: Deri, kan testleri gibi. Hatta deri ve kan testlerinin yeterince aydınlatıcı olamaması veya şüpheli kalması durumunda sorumlu olduğu düşünülen alerjenik maddeyle yükleme testleri de yapılabilir.

İlginç vakalar var mı? 

İlginç derken, ilk bakışta akla gelmeyen alerjik reaksiyonlara bazen rastlıyoruz. Örneğin bunlardan biri, diş macunu. Özellikle onun içindeki bazı maddelere alerjisi olan kişiler, o içeriği bulunduran diş macunu kullandığında ağzında, ağız çevresinde, dilinde şişme hatta fenalaşmaya kadar varan reaksiyonlar yaşayabiliyor. Bu madde mentol bile olabilir. Mentol biliyorsunuz; sakız, şeker gibi bir sürü şeyin içinde var. Buna alerjisi olup sakızla fenalık geçiren, ağzı burnu şişen ya da bir mentollü draje ile bu belirtileri yaşayanlar olabiliyor.

Stres alerjisi diye bir şey var mı?

Böyle bir şeyden söz edemeyiz. Ama stresin yarattığı ve alerjiyi taklit eden birtakım belirtiler var. Bunlardan biri, halk arasında kurdeşen diye bilinen durum. Bu, bazı alerjilerle ilişkili olabilir. Besin, ilaç alerjisi ya da yoğun kimyasallar etkili olmasa da, bu kurdeşen etkilerinin yaşandığı hastalar görüyoruz. Bunları irdelediğimizde böyle bir belirtinin stres sonrası ortaya çıktığını anlıyoruz. Dolayısıyla stresin bazı belirtileri tetikleyebileceğini söyleyebiliriz. Stres alerji benzeri belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.

Bahar döneminde korunmak için neler yapılabilir?

Baharda alerjik belirtilerin başlıca nedenleri ağaç (şubat-mart), çimen (nisan-mayıs-haziran) ve ot (haziran-kasım arası) polenleri. Polenler rüzgârla havaya karışırlar ve kilometrelerce uzağa taşınarak insanların solunum yollarına  burun mukozası veya ağız yoluylanüfuz edebilirler. Bu nedenle polen alerjisi şehirlerde yaşayanlarda sık görülebiliyor. Bahar alerjisi bulunan kişilerin polenlerin havaya daha çok karıştığısabah ve öğle saatlerinde dışarıda dolaşmamaya, o saatlerde ev veya iş yerinde pencereleri kapalı tutmaya, arabada pencere yerine polen filtreli havalandırma kullanmaya, dışarıdan eve döndüklerinde duş alıp kıyafetlerini değiştirmeye özen göstermeleri yararlı olur.

 

BG HABER MERKEZİ - BUSE EROL