Ahmet Eraydın ve Yanılsama Romanı Üzerine

Ahmet Eraydın Bandırma doğumlu yazarımız  edindiğim bilgilere göre İstanbul'da ve  5-6 yıldır Erdek'te ikamet ediyor.
Son kitabı "YANILSAMA" romanı, İkinci Adam yayınlarında çıktı. Takunyacıoğlu'nun tavsiyesiyle okuduğum ilk romanı 12 Eylül darbe günlerinde geçen Pirina'dan sonra, ikinci kez  bir Eraydın buluşması oldu. 

*
 Gençlik ve öncesi ilkçocukluğumuzda hele kütüphanesi olmayan kasabalarda çocukluğunu geçirenlerin özlemi öncelikle okuyacak bir "şey" bulmaktı.Yılbaşlarında geleneksel olarak alınan Saatli Maarif Takvimlerini gelir gelmez tamamını okuduğumu hatırlıyorum. Zaman zaman dara düştüğünüzde bakkaldan kenarı maviye boyalı eski gazetelerden tutun gazeteden kesekağıtlarını okuyan bir nesil olarak şimdi maşallah okunacak kitaplar biriktikçe üzülmemek elde değil.. Bir yandan televizyon ,bilgisayar telefon, internet bilgi iletişim dünyası, sosyal medya derken onlarca okunması gereken kitaplar hüzünle bana bakarken heyecanla kapağını açtığım "Yanılsama" ile Ahmet Eraydın bilinçaltımı tetikleyen kurgusuyla neşter gibi vurdu geçti.

*
Ahmet Eraydın Pirina dan sonra ki iki kitabını kaçırmışım -şimdi geri döneceğim- ve belki yaş gurubu olarak Eraydın'la aynı zaman diliminde yaşananların yansıttığı ortak duyguların satırlara izdüşümünü okurken aldığım lezzet bundan kaynaklanıyordur. Bilmiyorum bir Z kuşağı roman okuyucusu (!) muhtemelen empati yapamayacaktır..  

Bazılarınca eleştirilen yazarların ilk romanlarında sıklıkla kullandığı “kendi hayatını ilk romanlarıa fazlaca dahil etme” YANILSAMA" da da göze çarpıyor, evet  doğru noktalarda kullanıldığında bana göre esere değer katan kalıcılık sağlayan bir özellik te bu oluyor, örneğin Gazeteci Deniz'in "sahil kasabası" olarak ifade ettiği yerin Erdek veya İstanbul da kısmen yer verilen sokak meydan gibi mekanların gerçek "isim"leriyle duygularına eşlik etmesi sahicilik katıyor  sıcak geliyor ve  şöyle söyleyeyim zamanın ruhuna eşlik eden anıların beslenme kanallarını da böylece tetiklemesi de  tabii ki okumayı daha da  keyifli hale getiriyor.

*
Kitapların hedeflediklerine doğru yolculuğunda yazılanlarla beklentileriniz çakıştıkça elinizdeki üretilmiş emek te daha da yüksek bir değer kazanıyor okuyucunun gözünde. Bu duygu var. Dolayısıyla Ahmet Eraydın'ın kitabının hacmine bakıp önyargı yüklü sıkıntıyla bakarak elime aldığımda ilk sayfadan itibaren beni saran nostaljik polisiye akışı ile sahur saatini de geçerek sabahın karanlığı delen ilk ışıkları penceremden önce giriye sonra yavaş yavaş beyaza inerken son sayfayı bitirdim ..sonraki boş sayfalara da notlar yazasım geldi.
Roman; çocukluğu Erdek'te geçmiş  başarılı gazeteci Deniz'in , sektörün geçmişten gelen geleneksel değerlerine sermayenin çökmesiyle başlayan depremde yaşanan sıkıntılarla hesaplaşmanın seyrinde geçiyor. Eraydın roman'da bir anda işsizlik kabusuyla başbaşa kalan kahramanın güncesinde  ,beyaz yakalıların  ast üst ilişkilerinde her daim yaşanan bencillik nankörlük ihanetlerle bezenmiş  dünyasını yansıtırken gerilim içeren dramatik anlatımı ve geçmişle bugün birlikteliği akıcılığı sağlayan unsur olmuş. Deniz'in  Freudyen hesaplaşmalarında kimsenin itiraf edemediği bilinçaltımızın tabularını  kurcalarken ötede yakın tarihimizin basın sektörünün günümüzde nasıl  işlediğiyle  ilgili bir panoramayı da ibretle izliyoruz. Romanın sonuna doğru güneydoğunun kemikleşmiş feodal yapısının sürdüğü,sorunların devam ettiğine yönelik geçişlerde basmakalıp başlıklar, çözümlerde ise  hümanist yaklaşım doğru ama  çok romantik olmuş  ve  şeyh tiplemesine yüklediği olağanüstü olumlamanın da belki kendi subjektif gözlemlerden belki ticari kaygılardan kaynaklandığı  izlenimi veriyor ki;  sonuç olarak sıcak bakamadım ve bu konularda tüm paradigmalarımızın yanıltıcı olduğunu belirtmek isterim..

Sonuç olarak Ahmet Eraydın'ın yaşayan bizden çevremizden karakterleriyle olay kurgusuyla, özgün yapısal hamleleriyle  okuyucusuyla buluşan  dördüncü romanı YANILSAMA emek verilmiş başarılı bir roman. Umarım bu kitabıyla süren yolculuğu aynı heyecanla devam eder. Biz de bu heyecana eşlik ederiz. 

Bu arada ben de kaçırdığım 2 eseri BOŞLUK ve AYNA KİRİ kitaplarını da bu kez Ozan Kitapevi Rahmi yoldaştan talep edeyim, sıra onda..

09-05-2021/BANDIRMA