Ağaç Kesmeyi Çok Sever Olduk.
Eskiden, herkes bahçesine güler çiçekler ve meyve ağaçları dikmekte yarış eder, birbirinden fideler alır..özenle bakar büyütürdü..
Onları kesmek değil, çiçekleri koparmaya, meyveleri yemeye kıyamazdı.
Hatırlıyorum, Mandalin ağacımız büyüyüp de meyve verdiğinde koparamadık, dalında seyretmek yemekden daha fazla lezzet veriyordu..
Son zamanlarda bu duygular kayboldu insanlarımızda. Yok efendim, dutlar yere dökülüp çevre kirliliği yapıyormuş, yok efendim çocuklar erik koparcağım diye bahçeye giriyormuş.. hatta bir ana okulu bahçesindeki Zeytin ağacını kestiler.. yere düşen zeytinler çocuklar için zararlıymış …. Komşu Sitemiz ,bahçelerindeki kocaman Napolyon Kirazını acımadan kökünden kestirdi . .Site yönetimi ile tanışmadığımız için nedenini soramadım tabii.. bizim bahçemizdeki 20 yıllık Erik ağacını da, yöneticimiz kestirdi... en az 50 kilo siyah erik veriyordu. Sadece tüm bina sakinlerine değil bütün mahalleye yetiyordu, reçel ve Hoşaf yapıyordu herkes, o ağacı kim dikti ise Allah razı olsun diye de dua ediliyordu... bu ağacı diken kişiyi de bu dualardan mahrum bıraktılar.. Bulaşıcı grip mikrobu gibi ağaç kesme yarışı başladı sanki.. Apartmanların bahçeleri betonlarla, fayanslarla, parke taşlarla kaplanıyor .. kenarlarda az bir kısımda çim saha yapılıyor. Ve sorunca da, Çim, medeniyetin ifadesidir diyorlar. Son durum daha ileri gitti. Belediye Otopark ücreti çıkardı ya, heryerde, elinde post makinaları ile bekleyen görevliler , hemen park ücreti kesmeye başladığından beri, binaların bahçeleri, çim alanları ve ağaçları kesilerek otopart alanı yapılıyor.. Tamam araçlar için otopark alanı da gerekli de, bunun için ağaç kesmekten önce, Belediyeye itiraz için imza toplamayı, otopark ücretlerinin kaldırılması konusunda toplum olarak bir yol bulmayı denemeden en kolay yolu ağaç kesmekte bulmak sizce ne kadar akılcı ve doğru.. Böyle giderse, yeşili boya kalemlerinde, ağaçları eski fotoğraflarda ve flimlerde gösterebileceğiz çocuklarımıza, torunlarımıza. Bizden sonraki nesil çölde yaşamak zorunda kalabilir önlem alınmazsa..
Bizim çocukluğumuzda, “ağacı sev yeşili koru” “yaş kesen baş keser” gibi ata sözlerimiz öğretilirdi ilkokularımızda.. Yerli malı haftaları kutlanırdı..” yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” sloganları vardı. Şimdilerde yerli malı diye çocuklarımıza tanıtabileceğimiz bir ürün kalmadı. Her şeyi dışarıdan ithal eder olduk. Doğal lezzetlerimizi unuttuk. Ağaç yaş iken eğilir demiş ya atalarımız, çocuk da gençken eğitilir.. Bu konularda çocuklarımızı eğitmeli bilgilendirmeli, ağacı, doğayı, tüm canlıları sevmeyi, ağaç dikmeyi özendirmeliyiz. Bahçelerimizde sebze yetiştirmenin o doyumsuz sevincini ve hazzını aşılamalıyız.
Doğayı ve hayvanları seven çocuklarımız insanları da sever.Sevmeyi öğrenen çocuk ise Öfke ve şiddet göstermez. Böylece daha huzurlu daha mutlu bir toplum oluruz.. Mutlu bir dünya için, çocuklarımıza sevmeyi öğretmeliyiz..Haydi anne- babalar Sevgi Seferberliği başlatalım.
Çocuklarımızın geleceğini kurtaralım.
DİLENCİ
dedi, para, bir sadaka. bak bey amca hem de iş bulursam eğer, hadi amca, canım amca |
Sevil Ağtaş - Bandırma 28-07-2018