Adnan Menderes Bandırma'da / İl Konusu !.

İL KONUSU NASIL KAYBOLDU/ ADNAN MENDERES BANDIRMA’DA

8 yıl Başbakan Adnan Menderes’in koruma müdürlüğünü yapan Bandırmalı İsmail Hakkı Altuncu, 1957 yılında geceleyin geldikleri Bandırma’da, Bandırma’nın İl olma isteğinin nasıl heba olduğunu anlattı. Damadı Mehmet Emin Bora’nın kaleme aldığı, “Ömrümün Büyük Bir Kısmı İsmail Hakkı Altuncu” adlı kitapta Bandırmayla ilgili bölüm şöyle:

" 1957 yılı genel seçimler yılıydı. Mitingler ve kongrelerle geçiyordu. Bir gün Ankara’dan ayrı Balıkesir’e uçtuk. Oradan arabalarla Çanakkale’ye gittik. Çanakkale’de seçim öncesi çok büyük bir tezahüratla karşılandılar. Başvekilimiz orada konuşma yaptılar. Ve Çanakkalelerinin sevgi ve bağılılıklarını görüp memnun olmuşlardı. Miting sonunda Vali Beyin konağına geldik. Üst kattaki yatak odasına bir saat kadar uzanıp dinlenmek istediler. Ve bana bir saat sonra kendilerini uyandırmamı emrettiler. Ben kapılarını kapatıp alt kata indiğimde Bandırma’dan ayrı gelmiş iki ortaokul arkadaşım ile Bandırma belediye başkanını gördüm. Bizin deyimimizle biri “ Kuru Kâzım” diğeri Demokrat Parti Başkanı Cemal Örgen ve Belediye Başkanı Kani Uçansu. Ben kendilerine hoş geldiniz dedim. Onlar bana geliş sebeplerini, başvekilimizi Bandırma’ya götürmek üzere geldiklerini ve hemen kendilerini ziyaret etmek istediklerini söylediler. Ben programımızı biliyordum. O akşam Balıkesir’deki uçağımız altlayıp İstanbul’a gidecektik. Bu durumda isteklerinin imkânsız olduğunu söylememe rağmen onlar ısrar ettiler. Bandırma şu anda köylüsü ve kentlisi olarak ayakta, Başvekil Bey’i beklemekte dediler. Ve bunlar benim okul arkadaşlarım olduğu için bunu benim için bir görev sayıyorlar, şayet başaramazsam bir daha Bandırmalıyım deme ve Bandırma’ya da gelme gibi bir hatta daha ağır kelimeler kullanarak beni tekrar yukarıya çıkmaya mecbur ettiler. O sırada Muzaffer Bey görünürlerde yoktu. Ona haber veremedim. Bir taraftan da Başvekil Bey’im uykuya dalması ve onu uykuda rahatsız etmek korkum vardı. Çanakkale Bandırma’ya 220 km uzaktadır. Oraya gidilmesi kakarı verilirse karanlığa kalmadan hareket edilmesi gerekiyordu. Bunarı düşünerek Başvekil Bey’i haberdar etmeyi uygun gördüm ve kararımı vererek yukarı çıktım. Başvekil Bey uyuyamamışlardı. Özür dileyerek söze başladım. Aşağıdakilerin üçünü de tanıdıklarını umuyorum.

Bandırma’ya götürmek üzere geldiklerini ve benim de Bandırmalı olmam sebebiyle ve arkadaşlarım olmamdan kaynaklanan ısrarlı tutumlarından bahsettim. Ve bu işi başaramazsam çok ağır şeyleri bana yakıştırmış olacaklar dedim. Benim masumane talebemi hoş görüp “Sana ne yapacaklarmış!!” dedi. Ben de söyledikleri sözleri aynen tekrar edemem. Edep dışıdır, dediğimde güldüler. Peki Muzaffer beye söyle uçağımız Bandırma Hava Alanı’na gitsin. Bizi orada beklesin. Biz de hazırlanıp yola çıkalım dediler. Saat 17.00 civarıydı. Sevinçle aşağıya indim arkadaşlara müjdeledim ve hemen siz durmadan Bandırma’ya gidin dedim. Saat 18.00 sıralarında Çanakkale’den ayrıldım. Bu olay, kendilerine haber verilmeden Başvekil Bey’e intikal ettirilmiş olduğu için Muzaffer Bey’in canını sıkmış ve bana kızmıştı. Bandırmalılar vilayet olmak istiyorlardı. Bu istek Balıkesirlilerce nahoş karşılanıyordu. Zira, Bandırma il olursa Balıkesir’in kayıpları olacaktı. Bandırma limanı tahmil tahliye gelirlerinden Balıkesir Özel İdaresi’nin geliri kesilecekmiş gibi düşünceleri varmış. Muzaffer Bey Balıkesirli olduğu için bu durumdan haberdar olmasını istiyordum. Yol üzerinde önce Çan’da sonra Sarıköy’de ve Gönen’de olmak üzere durduruldu. Mahalli partililerce davetler edildi, onlara mazeret beyan edilip yola koyulmalar zamanımızın geçmesine neden oluyordu. Gece saat 23.00’de

BANDIRMA’YA GELİŞ

Bandırma’ya ancak varabildik. Bandırma girişinde SSK Hastanesi köşesinde Bandırma ve Kaymakam ve Belediye Başkanı tarafından durdurulduk. Partililer üstü açık bir jeep getirmişler bu jeep’e bindik. Arabanın kapı basamağına elinde megafon olan tanıdığım bir Bandırmalı bindi. Ve durmadan şehir merkezine kadar “ Vali, Vali, Vali” diyerek Bandırmalıların isteğine tercüman oluyordu. Bandırma o saatlerde böyle bir kalabalık görmemişti. Hakikaten köylüsü kentlisi bir aradaydı. Cumhuriyet Meydanı iğne atsanız yere düşmeyecekti. Başvekil arabası meydana kadar geldi ve kendileri doğruca kürsüye yöneldiler. O saatlere kadar bir kısım Bandırmalılar kontrolü kaybedecek kadar içki içmişler. Her kafadan bir ses çıkar olmuş. Bu hal megafonu kullananın halinden de belliydi. Ağzında dili dönmüyor tam olarak “Vali” dediği bile anlaşılamıyordu. Başvekil Bey konuşmaya başladığı sırada !” Sevgili Bandırmalılar” dediğinde, benim tanıdığım kadarıyla berber çırağı olan birisi kürsünün hemen 5 metre kadar önündeydi ve “bizi ne zamandan beri seviyorsunuz” diye yüksek sesle araya giriyordu. Başvekilimizin her cümlesine kinaye cümleler seslendirince asap bozucu oldu. Bu defa Başvekil Bey “siz buraya benim değil Vali Bey’in gelmesini istiyormuşsunuz. Zira Bandırma’ya gelişimden beri “Vali Vali” demektesiniz.

Ve, Bandırma’nın il olma hayalinin heba ediliş anı.

Yanında bulunan Balıkesir Valisini göstererek! Sizi Vali Bey’inizle baş başa bırakıyorum! dedi. Ve kürsüden inerek Balıkesir Valisi ve Bandırma Milletvekili Halil İmre ve diğerleriyle birlikte, Halil İmre’nin yönlendirilmesiyle Şehir Kulübü’ne gidildi. Aslında orada akşam yemeği yenecekmiş ona göre hazırlık yapılmış ama kimsede yemek yiyecek hal kalmadı. Bu olaydan üzülenlerin başında ben geliyordum. Kendimi suçlu görüyor, olaya sebep olduğuma inanıyordum. Keşke Çanakkale’ye gelen arkadaşlarımı Muzaffer Bey’le görüştürseydim. Ve ben devreden çıksaydım dedim kendi kendime. Ama olacağı vardı oldu. Bu olayda Bandırma D. P. Teşkilatının ihmali vardı. Böyle bir organizasyonun her noktası önceden gözden geçirilmeli her türlü ihtimali göz önünde tutulmalıydı. Örneğin kürsünün etrafı güvenilir insanlarla kuşatılmış olsaydı tatsızlığı çıkaran o çocuğu oradan çok kolay olabilirdi. Topluluk kontrolden çıkmış ne partililer ne zabıta olaya müdahale edebilmişti. Bir kendini bilmezin uygunsuz konuşması Bandırma’nın kaderiyle oynayabilmişti. Yoksa Başvekil Bey’in Bandırmalıların isteklerine olumlu bakacağına ben şahsen inanıyordum. Zira Çanakkale’deki intibaım o idi. Ama Bandırmalılar bu fırsatı KAÇIRDILAR maalesef. Ben Adapazarı’nın Sakarya İli olması olayında Adapazarı’nda Başvekil Bey’in belediye balkonunda Belediye önünde toplanan halka seslenişi sırasında yanındaydım. Onlar da Adapazarı’nın İl olmasını istiyorlardı. Ve bizim milletvekilimiz Halil İmre Bey gibi onların da bir Nuri Bayar’ı vardı. Nuri Bayar Bey ve Adapazarılılar, her güzelliğin her ince teferruatına kadar hazırlıklıydılar. Biz Adapazarı’na gün ortasında geldik ve belediye meydanı sımsıkı doluydu. Başvekil Bey halka hitap etmek üzere belediye balkonuna çıkışlarından itibaren sonu gelmeyen bir alkış tufanı koptu. Güzel ve uzun bir konuşma yaparak günün memleket meselelerinden bahsederken kalabalığın çok arkalarından 2 kişi uçlarından tutarak açtıkları bir panoda “Vilayet olmak istiyoruz “dediler ve pano hemen aşağı çekildi. Ondan sonra Başvekil Bey’in konuşmaları Adapazarı’nın Sakarya adına İl olacağı mecrasında devam etti ve Adapazarılıları tebrik etmeleriyle son buldu.

Ben bu olayı görmüş ve yaşamış olduğum için Bandırmalıların böyle davrandıklarını hatırladıkça çok üzülüyorum.

KAYNAK:”Ömrümün Büyük Bir Kısmı İsmail Hakkı Altuncu Adnan Menderes’in Koruma Müdürü”

14-05-2022/ERDEM ÖZCAN /BANDIRMA