Yıldönümünde Geziyi Anlamak

YILDÖNÜMÜNDE GEZİYİ ANLAMAK

Anlamak için dinlemek , dinlemek için önce önyargılardan kurtulmak gerekiyor.

Kafandaki fikirleri boşaltacaksın, senaryosunu bilmediğin bir filmi izler gibi izleyeceksin.

Bir bilinmezi öğreneceksin.

*

Anlamak aşık olmak gibi olmalı biraz eski bir sevdayı kalbinde taşıyan, yeni birine tam aşık olamaz sileceksin geçmişini. Bütün bildiklerini bir tarafa bırak, sana doğruları değil düşüncemi anlatacam. Önce dinle sonra sorgula. Önceleri kitaplardan bilirdim istanbulu, en çok Rahmetli Kemal Sunal'dan. Herkesi oynadı istanbul'dan seyyar satıcısından, kapıcısına, işcisinden kiracısına. Ne alaka derseniz halkı her yönüyle anlattı İstanbul'da. Halk olmak zorluklarıyla İstanbul'da parklarda halkın tapusu yoktur, yollar halkın, okullar, devlet hastaneleri, yaya kaldırımları, piknik alanları, hepsi tapusuz halk malı. Yağmalanan parsellenen büyük sermayelere peşkeş çekilen halkın malı. Bir yağmur yağsa cebinde para yoksa ıslanmaktan başka şansın yok İstanbul'da, bir ağaçın altında duramazsın çünkü yok ıslanacaksın. Güneş tepene vurursa 40 derece cebinde para yoksa bir ağaç gölgesi bulamazsın. Halksın. Gezi halkın tapusu yok ağaçların toprağın havanın tapusu yok. Parkta  rezidans, AVM, topcu kışlası yapacaksın, ne yapsın gariban bunları, o kadar tarihi sevenler varsa surları yıkılıyor istanbulun

. Halk parkına sahip çıktı mesele üç beş ağaç, ağaçların yaprakları kadar insanlar sokaklarda, yani gençler işgal etmedi geziyi zaten onların istanbulun betonları içindeki o küçücük bahçelerine sahip çıktılar. Bu kadar mı aslında bu kadar neden mi devam ediyor bence çok basit. Yağmuru yeni biri dökmüyor, 11 yıl önce evimizde putlarda yoktu. Koca minareli Camiler, halen devlet tarafından tanınmayan cemevleri, kiliseler vede ateistler vardı istanbulda. Uçan kuşun, yeşeren fidanın, parkaların meydanların tapusu yoktu yine de halkındı. Kaç çocuk yapacağımızdan kime ne kimse yatak odamıza giremezdi, ve bütün dünya duysun diye sevgililer el ele tutuşurdu sokakta. Yaşamımıza bir babamız karışırdı birde anamız. Şimdi padişah meraklı biri kalkıp gençlerin yaşamına müdahale edecek heyt be hangi ülkede yaşıyorsunuz, yetişkin evladı olan bilir kim zapeder istanbul delikanlısını, kim zapeder ülkemin gençlerini. İnternette bir mesaj tüm ülke bilir gerçeği. Merdivenlen aya çıkmaya çalışanlar dünya dönüyor ulaşamazsınız medyanız gereksiz herkesin cebinde kameralı telefonlar, cocuktan al haberi. Yaşam alanlarını savunanlara böyle bulut bulut gaz yağdırırsan, sular buluttan değil tomalardan yağarsa işte o zaman başımızdakiler gitsin diye direnilir, çünkü aslında aradığımız tapular hükümettedir biz ölmeden miras olarak dağıtamaz.

Geziyi anlamak "emir kulu" polislerin Allah'ın kulları halka saldırmasını anlamaktır. Geziyi anlamak gençliği anlamaktır her nesil dünyayı kendi doğrularınca değiştirir. Geziyi anlayanlar bilirlerki savaşcı direnişci nesil dünyayı bizden devralacak. Gençliği bastırmak isteyenler daha şimdiden kaybettiler.Geziyi anlamak istemeyen beyinler yıkmak, kırmak, dökmek algısıyla terörize algı anlatma çabasıyla bu toprakların kahramanları savunucusu noktasında.Bu kolay olanı toplumun acı çektiği ve bedel ödediği noktadan yıka beyinleri tüm yayın organlarınla şırınga et öz fikriyatını vatanını en çok seven sen ol.Keşke bu kadar ucuz ve basit olsa.Bunda birde bu konuda muhalefet algısıyla hareket eden yapıların ve stk larında duyumsamaz ve anlamaz yanlış reaksiyon ve klasikleşmiş eylemliliklerinide eklersen aslında nötr hareketsiz ve sonucu beklerliklerini eklerseniz süreci okumak ve bundan ilham almak ne yazıkki imkansızlaşır.Bilinen meydan protestoları basın bildirileri ve açıklamaları ve söyleyeni ve dinleyeni belli bir avuç insanın sonuca ulaşmayan belki ağır olacak ama görevimizi yaptık meydanlardayızı sadece bulunduğu çevreye kanıtlama ve kabul gayreti görmekten öteye taşıyamıyoruz.

Doğruya doğru demek kimin yaptığına, sana yakınlığına akrabalığına etnik kökenine,iş ilişkilerinde senin çevreni ne kadar etkilediğine,rengine,partisine göre değişiyor. Yani doğru yada yanlışın kriterleri bir çıkar ilişkisine ve tutucu bir ilişkenliğe bağlı siyasal zemin ayırmaksızın.İnsanı üzen gencecik bedenlerin bu uğurda bedelini canlarıyla ortaya koyduğu bu değerlerin sahip çıkılınması gereken zeminlerde bile hakettiği saygıyı ve toplumsal değişimin bilgilenmenin önünü açmaya dönük bir yolun ortaya çıkamaması sancısı.Bilinen yolda hayatı yaşamaya devam edin ve bu değerleride sermaye ederek arsızca bunun üzerinde yükselmeyede devam edin demek geçiyor insanın içi acıyarak.