Perdeyi Cennet Sineması'yla açan kadın makinist

Burcu Karakaş, Beyoğlu’ndaki Yeşilçam Sineması'nda makinistlik yapıyor. İşe İtalyan yönetmen Guiseppe Tornatore'nin efsane filmi Cinema Paradiso (Cennet Sinaması) ile başlamış.

Sinematek mantığıyla işletilen belki de yegane sinema salonudur, Beyoğlu’daki Yeşilçam Sineması. Yönetmen Resi Çelik’e ait olan salon, tekelleşmeye karşı alternatif bir program oluşturmak amacıyla açıldı. Sinema tarihinden önemli yapıtlar, vizyon yeri bulamayan filmler, özellikle de Türk filmleri burada yer bulur kendilerine. Sadece İstanbul’un, Beyoğlu’nun değil, belki de Türkiye’nin sadece film için var olan tek sinema salonudur. Bu özel sinemanın neredeyse açıldığı günden beri mekânla özdeşleşmiş bir de çalışanı var: Burcu Karakaş. Burcu Hanım sinema salonunun adeta her şeyi; ama en önemli özelliği neredeyse açıldığı günden beri sinemanın makinistliğini de yapması.

‘MESLEK ÖLDÜ’

“İki haftada makineyi çalıştırmayı öğrendim,” diye anlatmaya başlıyor Burcu Hanım “Zaten merakım vardı; sök, tak, çevir, düğmeye bas. 35 mm film kullanılan zamanlar bu işi yapmak zordu. Ama artık dijital çağdayız. Sinema projeksiyonu da dijitalleşti. Dolaysıyla meslek öldü. Ama şu an o kadar özlüyorum ki, hem o makinenin sesini, hem makara sarmayı, hem de film şeridini.”

Gerçek anlamda makinistlik yapan çok az kadın olmuş sinemalarda, Burcu Hanım da aktif olarak bu işi yapan 2-3 kişiden biri. “Reis Bey 2000 yılında açtı bu salonu. Dört ay sonra buranın ilk makinisti, ki o da bir kadındı ve bildiğim kadarıyla Türkiye’deki ilk kadın makinistti, Hemrin ayrılıp İzmir’e gitmiş. Onun yerine bana iş teklifi yaptı Reis Bey. O gün bugündür hiç ara vermeden buradayım,” diyen Burcu Karakaş “Burada gönüllü de çalışıyorum, sadece paradan bahsedemem. Bu salon hem bir sinematek, hem de bizim gibi görünmeyen sinema emekçileri için açılmış bir kapı.”

‘TROÇKİ FİLMİ 8 TEZ KOPTU’

Burcu Hanım işe başladığında hoş bir tesadüfle de karşılaşmış: “İşe ilk girdiğimde burada gösterilen film Cinema Paradiso’ydu (Cennet Sineması, Yönetmen: Guiseppe Tornatore). Benim en sevdiğim filmdi. Bunu da bir işaret olarak gördüm.” Yapıldığı dönemde makinistliği “Filme bir şey olduğunda onu seyirciye hissettirmeden müdahale etmektir makinistlik,” diyor Karakaş ve “Filmi başlattıktan sonra sürekli başında durmazdım. Sesten anlardım zaten bir sorun olup olmadığını. Film koptuğunda gösterimi durdurmak değil de devam ettirmek mühim olan,” diye devam ediyor. Ama onun başına da bu konuda bir kaza gelmiş. “Burada ‘Troçki’ filmi gösteriliyordu. İlk yarı bitti, hiçbir sorun yok. İkinci kısım başladığında film koptu. Düzeltip yeniden başladım. Bir daha koptu. Üç, dört derken tam sekiz kez tekrarladı bu durum. Artık sinirimden ağlamaya başladım. Daha fazla sürdüremedim işimi. Seyircilerin biletlerini iade ettim. Hatta onlar beni teselli ettiler. Ama hâlâ o filmin ikinci yarısını burada izleyemediler,” diye anlatıyor.

‘SAAT 9 OLUNCA TELEVİZYON KAPANIR’

Film izlemeye başlaması ağabeyi ve ablası sayesinde olmuş Burcu Hanım’ın. “Biri sinemaya, biri tiyatroya götürürdü. Bizim evde akşam 9 oldu mu televizyon kapanırdı. Abimin yaptığı bir şeydir. Herkes kitap okurdu sonra,” diyen Burcu Hanım ablası Esenyurt Belediyesi’nin tiyatrosunda oyunculuk yaparken kardeşini Reis Çelik’in “Hoşçakal Yarın” filminin setine götürür. “97 yılıydı. Bir film seti görmek istemiştim, ablam da götürdü. Orada tesadüfen Reis Bey’le tanıştım. Onların Beyoğlu’nda bir yeri vardı, daha sonra oraya gide gele muhabbeti ilerlettik. Sonra da bu salonda çalışmaya başladım,” diye anlatıyor o günleri Burcu Hanım. Son 10 yıldır Reis Çelik’in filmlerinde reji asistanlığı ve sanat yönetmenliği de yapmış Burcu Karakaş. “Bu yaz bir film projesi daha var, onda da çalışacağım,” diyor.

PATLAMIŞ MISIR SATILMIYOR

Yeşilçam Sineması’nın kendine has bir duruşu var. Örneğin, bu salonda patlamış mısır satılmıyor. “Sinema salonunda gürültü çıkaracak hemen hiçbir şeyi burada satmıyoruz,” diye açıklamaya başlıyor Burcu Hanım “Zaten bizim seyircimiz de bu konuda hassas. Telefonla oynayan olursa içeride hemen uyarıyorlar.” Bu duruma aşina olmayanlar da gelmiyor değilmiş ara sıra. “Bir gün birileri gelip ‘Patlamış mısır var mı?’ diye sordular. ‘Yok,’ dedim. ‘O zaman gidelim,’ dediler. Kafalarındaki sinema algısı bu. Bir kez şuna şahit oldum: Şekerpare filminin afişine bakıp arkadaşına ‘Aa, Demet Akalın oynuyormuş filmde!’” Bu durumla ilgili geçmişte yaptığı bir söyleşisinde Reis Çelik “Bu sinemaya Terminatör giremez” demiş. “Ama,” diyor Burcu Hanım “Bizim projeksiyon için deneme yaptığımız CD Terminatör filminin!”

‘KAPANIRSAK BU SESSİZ SEDASIZ OLACAK’

“Olur da bir gün buraya bir şey olursa ölürüm de bir AVM sinemasında çalışmam,” diyen Burcu Karakaş Beyoğlu’nu çok seviyor. “17 yıldır Küçükçekmece’den gelip gidiyorum buraya. İlk başladığımda da burası için ‘Eski Beyoğlu bitti’ derlerdi. Ama buradan ilk kaçanlar da bunu diyenler, sinema ve tiyatro izleyicisi oldu. Buraya adım atmamış sinema eleştirmenleri var, burayı övüyorlar. Ama sen bu salona hiç gelmedin ki! İki yüzlülük her yerde var. Buna rağmen hâlâ sürekli gelen seyirciler de var, hiç olmadık zamanda çıkıp gelen seyircilerimiz de. 10 yıl sonra yeniden gelip ‘Burayı kapandı biliyorduk’ diyenler de oluyor. Bir gün kapanırsak bu sessiz sedasız olacak. Çığırtkanlık yapıp kimseyi suçlamayacak değiliz. Zaten kapandığımızı düşünüp buraya gelmeyen birisi için biz çoktan kapanmışızdır.”

3 LİRAYA FİLM

Eskisi kadar geleni gideni yok belki ama özellikle öğrenciler için çok uygun olan bir uygulama başlamış: Yeşilçam Sinema Kulübü. Bir yıl bu kulübe abone olduğunuzda, üyelik bedeli olan 100 lira ile yıl boyu gösterilen bütün filmlere başka bir ücret ödemeden girebiliyorsunuz. Bu sayede 2-3 liraya film izleme şansınız oluyor. Kulübe üyelik için gerekli olan kart ise sadece Yeşilçam Sineması’nda satılıyor. “Her film perdede izlenecek diye bir kaide yok,” diyen Burcu Hanım “En azından Türk filmleri sinemada izlensin. Bu da bir yerel kültür sonuçta,” diyor. Burada en uzun süre oynayan film ise Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak olmuş. “Tam üç ay bir hafta vizyonda kaldı. Sadece bu salonda 13 bin kişi izledi,” diyen Burcu Karakaş şöyle devam ediyor: “Duvara Karşı’da çok izlenen filmlerdendi, altı hafta kaldı. Yine Bahoz, Sarmaşık, Kesik, Sen Aydınlatrısın Geceyi filmleri de öyle. Hepsi de Türk filmi bunların.”

‘BURADA SELFIE YAPMIYOR İNSANLAR’

“Bence yerimi buldum. Sanki benim için hazırlanmış bir yer oldu,” diyor Burcu Hanım bu sinema salonu için. Salonun farklı yapısı içeriye giren herkesi etkiliyormuş. “Burada selfie yapmıyor insanlar. Ya kendilerini bir şeyin önünde çektiriyorlar ya da duvarları, ufak bir detayı çekiyorlar,” diye anlatıyor bu durumu. Burcu Karakaş’ın hem kendisi hem abi ve ablası üniversiteye gitmemiş. “Üniversiteye gitseydim belki de burada olmayacaktım. O nedenle çok memnunum,” diyor ve “Öğrenmenin bin bir yolu var. Okulda oradaki bilgilerin ancak yarısını anlatabilirler. Sen onun da yarısını alabilirsin. Ama hayat sana her şeyi, hepsini öğretir. Birey olarak gelişmenin okula gitmekle bir ilgisi yok. Burada da her gün yeni bir gün. O nedenle sıkılma lüksüm yok. Kıymetini bildiğim için buradayım,” diye devam ediyor. Sırf şu örnek bile Burcu Karakaş’ın ne denli zengin bir hayat yaşadığının kanıtı aslında: “Güven romanını okuyordum. Kapattım yukarıya çıktım. Bir baktım Vedat Türkali. Yanına gidip dedim ‘Tam da sizin romanınızı okuyordum.’ Sonra birkaç kelam laf ettik. Ne yaptığımı sordu. ‘Reis’in yerindesin öyle mi, dedi. Burayı öyle biliyormuş.”

‘SİNEFİL SKOR PEŞİNDEDİR’

Burcu Karakaş kendi evreninde dolu dolu bir hayat yaşamış. Burada birçok arkadaşlıklar edinmiş, önemli günler yaşamış. Sayısız film izlemiş. Ama bir “sinefil” değil; sevmiyor da o tabiri. “Beynim çöp tenekesi değil ki her filmi izleyeyim. Sinefil her bulduğu filmi izler. Skor peşindedir. Ben her filmi izlemem. Filmi seçerim, o film beni çekiyor mu, tarzı, duruşu, rengi nasıl; bunlar önemli,” diye açıklıyor bu durumu. Burcu Karakaş çalıştığı sinema salonu kadar farklı, renkli, seçici ve düşünceli birisi. Yeşilçam Sineması’nın o güzel “fuaye-kafe”sine bir gün mutlaka yolunuzu düşürün. Daha merdivenlerinden itibaren sizi atmosferine alan bu özel sinema salonunda izlenecek daha çok film var…

FOTOĞRAFLAR: ADEM ERKOÇAK
Adem Erkoçak  aerkocak@gazeteduvar.com.tr