ÖLÜ BEBEKLER DENİZİ
Bizler ki komşun aç iken tok yatamayan fosil nesildeniz . Güneyden kuzeye yanıbaşımızdan geçerek ölüme gidenleri nasıl görmezden gelebiliriz..Savaş bu ülkede yaşayan herkes için hiç bir zaman uzak olmadı. Ama patlamaların sesini duyamadığımız için mi bu duyarsızlık? Bilmiyormuş gibi yapmaya devam mı edelim? Burada yanıbaşımızda yaşanan dramlara,canlı yayınlarla kitleye halinize şükredin diye izlettirilen vahşeti reddediyorum.
*
Herkes bebeklikten itibaren kendine dayatılan bir yaşam biçimini yüceltir. Ailenin dayattığı değerlerdir kutsal olan. Hangi kutsallık böyle bir vahşete izin verebilir. Parçalanmış hayatlar ,yok edilen yaşama tutunma umutları. Bile bile ölüme böyle pervasızca nasıl yürür insan. Nasıl bir çaresizliktir bu . Şu oldu bu oldu diyerek sadece tahlil ederek mi görevimizi yapacağız? Devletin özelin onbinlerce yazlık tesisi konutu bomboş atıl beklerken "ne halleri varsa görsünler"mi diyeceğiz. Bu mudur insanlığımız?.
*
Ege denizi artık; ÖLÜ BEBEKLER DENİZİ.
Çakıroğlu kardeşim kusura bakmasın artık ege balığı yiyemeyeceğim.
Dünyanın en güzel denizine o masum bebekleri gömdüler. O hiç bir şeyden habersiz gözleri korkuyla dışarı fırlamış, annelerinin çığlık çığlığa çırpınarak umutsuzca sımsıkı sarıldığı çocuklar masmavi derinliklerde "neden " bile diyemediler .Bir şeyler karalamak istedim. İçimdeki sıkıntı belki hafifler gibi olur. Ama dinmiyor dinmez.
*
Televizyonda evlilik programlarını neşeyle izlerken o çığlıkları duymanız olanaksız.Duyarsızlığın bu kadarına pes.
*
Doktor Celal'den duydum ilk kez. Çerkesler balık sevmezmiş.
Çerkes evlerinin çoğuna girmezmiş balık, hele ki Karadeniz’den çıktıysa. Bu bir ritüel değil, bir dramın mirası.. Anadolu’ya sığınan Çerkesler Karadeniz’de dedelerini, babalarını, ninelerini, halalarını ,bebeklerini yüzyılın ilk soykırımında kaybetmişlerdi. Kuzeyden gelenler acımasızdı. Bulabildikleri teknelerle Karadenizin hırçın dalgalarına açılmışlardı. Onbinlercesi bir daha karaya ayak basamadı. Yasları hala tazeydi. Dokunmuyorlardı balığa, o balıklar sevdiklerini yemişti.
MehmetLeventoğlu.-BANDIRMA