Haydi Bandırma'lı Bandırmaspor'a Üye Ol.

 

HAYDİ BANDIRMALI BANDIRMASPOR'A ÜYE  OL..

 

Bandırmaspor’un 17-06-2015 tarihindeki Ticaret odası meclis salonundaki seçimli olağan kongresine gittim.
Kongrenin üylerin yazılı olduğu hazurun cetvelinde ismimi ve sıra numaramı ararken üye sayısını da öğrenmiş oldum.

 Bandırmaspor’umuzun toplam 191 üyesi olduğunu öğrenince şaşırdım kaldım. Yetkili arkadaşlara bu kadar mı üyemiz var?deyince evet cevabı aldım. Şaşkınlığım daha da arttı.
Bandırmaspor yönetiminde bulunduğum 1980 yılları başında daha çok üyemiz varken kentin nüfusu artmasına rağmen Bandırmaspor üst liglere doğru hedeflenmişken sayı düşmüş !!!
Oysa o yıllarda kulüp müdürü veya aidat toplama ile yetkilendirilmiş  kardeşlerimiz makbuz ile her ay başı üyelerden aidatları toplardı.
Günümüzde dernek,oda ve sivil toplum örgütleri yanında Siyasi partilerde üyelerin önemini anlatmama gerek yok. Ben isterdim  ki ; Bandırmaspor’un en az 2-3 hatta 5 bin üyesi olmalı. Ancak aktif ve katkısı olabilecek üye. Hiçbir siyasi gücün  bu kadar çok üyesi olan bir spor kulübünü ciddiye almamak lüksü olamaz. Bandırmaspor'u dikkate almak zorunda olduklarını  bilmek için çokta akıllı olmaya gerek olmasa gerek.

 
 Kentin yerel yönetiminin başkanı seçilirken ,kentin milletvekili adayları seçim sürecine girerken nasıl Bansiad'a Müsiad'a projeleryle ilgili bilgi toplantısı yapıyorsa atıyorum beşbin üyeli Bandırmaspor 'a da yapacaklarını anlatabilmeli.  Yöneticilerin  belirlemesinde söz sahibi olmasının yanında üyelerin bağlı bulundukları Spor kulübünün ve kentin beklentileri ve spor komleksleri ve gelir kaynaklarının arttırılması ve hazırladıkları projeleri, konusunda da üyelerin katkıları mutlaka olacaktır.
 Bu siyasi görevlere seçilecek olanların düşünce ve çözüm önerileri yanında sunacakları katkı ile gençlerin kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp sporun centilmenlik ruhu ile geleceğe  kazandırılmaları konusundaki çalışmaları bilmek ve öğrenmek istiyeceklerdir.

Bandırmaspor üyelerinin sade kentimizde değil ülkemiz çağdaş  demokrasinin,hak ve özgürlükleri bilincinin  genişletilmesi ve yaygınlaşması anlamında katkı sunacağına  kesin inanıyorum..

 

Çok üyeli kurumların bir özelliği de birkaç kişinin değil çoğunluğun belirleyebileceği bir yönetim oluşmasında ki demokratik katkısı yadsınamaz,yani  bu konuda aksini savunan bir düşünce yazısı bekliyorum saygıdeğer Bandırma basınından. Yanılıyormuyum bilmek isterim. Burada çoğulcu bir yönetimden bahsediyoruz. Çoğulculuk demokrasinin öznesi vazgeçilmezidir. Ben değil biz anlayışıdır. Böyle az sayıda üye ile temsil edilen,(çoğu evde uyurken,çalışırken,bazı güçlerin istemi ile haberleri yokken,sadece seçimlerde üye olduklarını öğrenen vatandaşlarımızın olduğu söyleniyor  ) derneklerde anlayış ise küçük olsun bizim olsun,fazlaya gerek yok,Allah muhafaza  herkesi  üye yaparsak yönetimi ve konumumuzu kaybedebiliriz kaygıları olup,istedikleri gibi at koşturmayacak olduklarını çok iyi bilirler.
Tabii ki az üyeli kurumlar

da yöneticiler  kendi yaptıkları üyeler seçimlerde özgür,ve sağlıklı bir seçim olmasını değil başka amaçlar için kullanabilecektir.Dikensiz gül bahçesi işlerine gelebilir ağalar ne derse o olur ama kent için doğrusu bu mudur ?
Belki  haklı da olabilirler ..di

yorum . Konuyu masaya yatırmak lazım. Şöyle diyebilirler,’’parayı biz veriyoz,tabii  ki ,davul da tokmak ta bizde olacak ! Parasal sorunları çözdüklerinden dolayı,yönetim,denetim, iç işleyiş, transfer konrollerinde olmalıdır diye düşünebilirler ?!.
Gelin Bandırmalılar;  yaşlısı, genci, esnafı,öğrencisi,işçisi,iş adamı hep birlikte Bandırmaspor’a üye olalım. Bakalım ne olacak.Aziz Yıldırım onca para harcıyor ama bir de kalkmış bir milyon üye diye orasını burasını yırtıyor. Kongrelerini  canlı izliyoruz.  Üye olduktan sonra seçme ve seçilme hakkını demokratik yasal bir şekilde kullanıp hep birlikte Bandırmaspor’da söz sahibi olalım,yani Bandırmaspor'a en iyisini faydalı,sporu seven gençlerin uyuşturucu ve alkol ve kötü alışkanlıklardan kurtarıp spora kazandıracak arkadaşları bizler  seçelim.
Göreceksiniz, en az   2-3 bin üyeli Bandırmaspor’umuz da şimdiki gibi zar-zor oluşturulan listelerin değil en az 3-4 listenin yarışacağı aday  listeler göreceksiniz. Bu kötü değil. Rekabet kaliteyi getirir. Biz üyelerin,ayda  en az 10 TL veya daha fazla  aylık aidatları ile takımımıza 2-3 futbolcunun transferi taraftarlarca gerçekleştirilecektir. Çok üye çok taraftar demek katkı yapan takımını da gelir destekler sahip çıkar .Biz niye Göztepe gibi her maç trübünleri ful doldurmayalım.
Yeni  başkanımız Erhan Elmastaş'ı yürekten kutluyor. Sosyal demokratlar çok üyeli sandığı sever. Başkanımızdan bir üye kampanyası başlatmasını diliyorum.  Bizler gazete olarak Bandırmaspor’a üye olun kampanyası başlatacağız. Bandırmalılar,Bandırmaspor sevenleri gelin Bandırmaspor'u hep beraber yönetelim varmışınız?
Ne Mutlu Bandırmalı ve Bandırmasporluyum diyebilene...

Muharrem Şen 20 -06-2015 Bandırma 

 

Makedonya'nın Bodrum'u Ohrid 

Geçen hafta Makedonya'da idim.

Doğduğum şehir Kalkandelen (Tetova) Makedonya da olduğu için, canım sıkılınca ortam kasınca , hemen kaçar gider, bir süre oraların havasını alıp kendime gelince dönerim. Seçim için erken geldim bu kez.
Doğduğum ülke olan Makedonya'ya gezmeye giden yurttaşlarımızın da mutlaka görmesi gereken yerlerin başında Ohrid,ve Ohrid gölü gelmektedir.

Ohrid kenti ve aynı adı taşıyan gölü, bilindiği gibi Unesco Dünya mirası listesinde ilk sıralarda yerini almanın haklı gururunu taşıyor.
 Göl ve çevresi  muhteşem güzelliği ile insanı büyülerken  hemşerilerim gelen misafirlerini  müşteri ve turist olarak değil misafir olarak görüyorlar ve ağırlamaktan mutluluk duyuyorlar.Bunu laf olsun diye yazmıyorum gidin görün sizde şaşıracaksınız. 

 Kentin Antik Tiyatroları ,Osmanlı dan miras camii,han ve hamamları yanında Tarihi Kiliseleri ile dimdik ayakta muhafaza altına alınmış. Hani Bandırmamızda kiliseler nerde diye düşünmeden edemedim. Tarihin derinliklerinden bugüne kadar kalıp günümüze kadar kalmanın sevincini gelen misafirleri ile adeta paylaşıyor izlemini veriyor bu bakımlı eserler.
Ohrid gölünden çıkan oraya özgü inci'sini satın aldım hediye hatıra diye getirdim . 1400 yıllık tarihi çınar ağacını gördükten sonra az ilerisindeki,Salim Ustanın''VKUSNO'' (Lezzet  anlamına geliyor)Köfteci dükkanında Güveçte kuru fasulye ve köfte çeşitleri yemeden gelmeyin derim..

Makedonya'nın başkenti olan Üsküp'e çok yakın olan Matka Kanyonu da harika bir yer.Tıpkı Yüzüklerin Efendisi filminde ki doğal güzelliğin bir eşi. Süper bir atmosfer ve ambians içinde olacaksınız. İnsan ister istemez Elfler nereden çıkacak diye bakıyorsunuz etrafa.Baharın gelmes,ile ayrı bir güzellik katıyor Kanyona.İhlamur,Kekik,Akasya Nane kokuları arasında Kanyonu gezerken aldığınız tertemiz oksijen ile adraleniz tavan yapıyor.Misafir turistler, Matka kanyonunda ki oturma alanında keyif yaparken doğa harikasının fotoğraflarını ve Vidio çekmeyi ihmal etmiyorlar,Lokanta ve Cafelerin doluluğu yanında Misafirlerin Kanyondaki Tekne turları da görülmeye değer.
Makedonya'nın başkenti Üsküp (Skopje). Ben buraya küçük Bursa diyorum.Vardar nehrinin üzerindeki tarihi Osmanlı köprüşü,ve Bit Pazari ve Türk çarşısında misafir turistlerin beğenisine sunulmuş.Üsküp şehrinin yenilenme ve yapılanma aşamasında A.B. fonlarından ve Turizmden geklen paralarla çok sayıda ''Dev''heykellerle süslenmesi,ilk bakışta göze hoş gelsede sonraları fazla abartılı olarak niteleyenler az değil.bazıları bu konuya şu espirili sözleri söylüyorlar nerede ise her 2 kişiye bir heykel düşüyor..

Ohrid ile Bodrum'un ne bağlantısı var diyeceksiniz. Bodrum nasıl Türkiye'de tüm dünya insanlarını buluşturan bir kent ise Ohrid'de aynı Bodrum gibi o yüzden benzettim.
Ne şehit oldu,ne gazi,''geyik muhabbeti''o'ndan bizlere baki kaldı. Az kişinin bildiği bu deyimin anlamını ve içeriğini biliyormusunuz ! 
Bu tekerlemenin bir geçmişi var.
Makedonya'nın Resne (Ressen) kasabasında doğmuş olan Resneli Niyazi Bey,(İhtihat ve Terakki Cemiyeti üyesi)Osmanlı padişahı Sultan II Abdülhamit döneminde Meşrutiyet'in ilanına yol açan süreçte dağa çıkarak özgürlük için  bayrak açmış  o büyük isyanın kahramanlarındandır. O samimi gerçek bir  özgürlük savaşçısı idi  .Hikayesi buraya sığmaz.

Biliyorsunuz o süreçten sonra ünlü 1908 devrimi gerçekleşmiş ve ilk kez parlamento kurulmuştur. Ama devamı kötü oldu Emperyalistler bundan sonra çıkardıkları dünya savaşıyla imparatorluğu bitirdiler. Resneli Niyazi,o isyanda yanındaki askerlerle verdiği mücadele yıllarında,yanından hiç eksik etmediği dişi bir Geyik ile dolaşırmış. Bu Geyik kendisine çok sadıkmış. Geyik biliyorsunuz  evcil değildir eğitilmeyi reddeden bir yapısı vardır. Ama bu geyik adeta evcil bir hayvan görüntüsü veriyormuş. O dönemlerden kalma  kartpostallarda  fotoğrafları dahi basılmıştır.Resneli Niyazi'nin bu aşırı hayvan sevgisi yüzünden günümüze kadar gelen,''Geyik Muhabbeti''deyiminin çıkmasına yol açtığı söyleniyor.İyi ve başarılı bir subay olan Niyazi bey'in vatan sevgisi konusunda çok hassas olduğu bilinen bir gerçektir.
Resneli Niyazi Bey  bir rivayete göre,kendi koruması tarafından,diğer bir rivayete göre ise, bir kavgayı ayırırken saçmasapan bir şekilde öldürülmesi üzerine''Ne şehit oldu ne gazi hiç  yoluna gitti Niyazi'' söyleminin günümüze kadar geldiği şekli de hoş olmamış.  Başkasını bilmem ama bana sorarsanız, Hemşerim Resneli Niyazi Bey'e de bu ölümü hiç yakıştıramadım.
Hala anlamış değilim.

Muharrem Şen* Bandırma * 09-06-2015

 

******************************************************************

Belediye Sanat Kafe (BSK) Bandırma'mıza hayırlı olsun .

 

Halkın büyük çoşkulu katılımı ile, görkemli ve havalı bir törenle hizmete açılan Sanat Kafe'yi çok beğendim. Örnek bir turizm hizmet işletmesi olarak mimari ve estetik açıdan projesi mükemmel olmuş.Satılan  her ürünün ucuz, ekonomik olmasına ve hijyen ön plana çıkarılarak  bu konuda sektöre örnek olması amaçlanmış. 

Tabii ki; diğer kafelerden daha ucuza hizmet verdiği için sosyal demokrat belediyecilik anlayışı temsil eden bir girişim bu ve  halka dönük hizmetlerin önemini vurgulamak gayesi güdülüyor olmasıyla da  benzer hizmetlerin devam edeceği  söylendi yetkililerden aldığımız duyumlar böyle.

Ancak tabii ki komşuda örneğin 2 TL olan bir bardak çayın fiyatının 1 TL den satılması bazı büyük kentlerimizde hatta ilçelerimizde yerel yönetimin işlettiği Halk Ekmek Fabrikalarının sunduğu  ucuz ekmek hizmetini aklıma getirdi..

Sanat Kafe'yi Belediyeye ait şirket işleteceği içinde kurumsallık arzedeceği açık. Ucuz ve ekonomik olmak için kira ve benzeri avantajların olması tabii ki birazda haksız rekabet oluşturuyor denilsede sonuçta halkımızın menfaatleri sözkonusu.

Her ne kadar ismi Sanat olsa da baktığımda Gözleme Makarna Tost Hamburger gibi yiyecekler ve tüm dünyanın içtiği Kahve  ve Çay çeşitleri var hatta kahvaltı da var. Bundan iyisi Şam'da kayısı demiş atalarımız. Gerçi Kayısı da şimdilerde çok pahalı uymadı ama neyse.
Yaşar Kırbıyık hemşerimin  davetiyle kahve içmeye gittiğimde doğrusu çok beğendim ilgi ve alaka on numara gurur duydum. Darısı diğer işletmelerin başına. Hele o güzelim kumaş kadife koltuklar harika  iç mimarı tebrik ediyorum. Hele bu koltuklar lüks dediğimiz kafelerde bile yok olsa da oturmak istediğinizde en az on TL  'yi gözden çıkarmanız gerekir. . Paran yoksa kenardan geç demişler hani.Biz kısa taburelere alışığızda bu lüksede alışırız. Burada bizlere de görev düşüyor sonuçta halkın parası ile yapılan bu güzellikleri iyi korumalıyız. Aksi halde kısa sürede mezbelelik haline gelir sonuçta gençlerimizin bazıları bu konuda  duyarlı değil  kimi hatıra olsun diye masalara ismini yazar kimi kalp çizer içine de baş harflerini yazar  kimi sigarasını söndürerek hatıra bırakır vesaire bunlar tabi kamu malına zarar vermemeyi de öğreneceğiz öğreteceğiz. Yöneticilerede büyük iş düşüyor bu konuda. Diye görüş bildirdi arkadaşlar. 
Kısaca ve öz olarak  BSK aynı (Bandırma Sanat Cafe) İstanbul ve İzmir kafelerine benzemiş bravo Bandırma Belediyesine.

Muharrem Şen 1-06-2015

*************************************************************

 

 

SKM BANDIRMA'MIZA ÇOK YAKIŞTI 

Santral Kültür Merkezimiz gerçekten çok fiyakalı oldu.
Ankara'da ve İstanbul'da bulunan A.K.M. ler(Atatürk Kültür Merkezi)  O kentlerin simgeleri olduğu kadar,gençlerin rendevu ve buluşma noktaları olmuştur. Bu  kültür merkezleri vatandaşların ağzında pelesenk olmuştur. Bandırma da yeni hizmete giren S.K.M.  (Santral Kültür Merkezi) sanat ve kültür etkinliklerine yönelik mekan sıkıntısına bir nebze daha merhem olacağı için  çok olumlu bir  proje aynı zamanda kentimizin tarihi açısından önemli anılar içerdiği için keza  yok olmaktan kurtarıldığı için de çok olumlu oldu. 
Vatandaşlarımızın ve gençlerimizin buluşma noktası da olacağı kesin.---------------------------------
*
Santral Kültür Merkezi (S.K.M) aramıza hoş geldin. Kentimizin Tarihi ve Kültürel miraslarından biri olan Eski Elektrik Fabrikası ve çevresinde çok çocukluk anılarım var. Çocukluğumun geçtiği evimin az ötesinde olan  Eletrik enerjisi üreten bu tesisin çıkardığı ses hala kulaklarımda çınlıyor....-----------O zamanlardan bir bukle anı  mutlaka nakledeceğim yeri geldiğinde. Elektrik Fabrikası  yıllardır mezbelelik olarak içimizi acıtan görüntüsüyle beklerken  Kültür ve Sanat merkezine dönüşmesi için yapılan restarasyon çalışması sonrası kentimize yeni ve güzel yüzü ile geri geldi.
*
 Bandırma'mıza kazandırılan bu tarihi binanın açılış kokteyline katıldım. İyiki de katılmışım. Limonata içtim, doğaldı. 
S.K.M. yeni ve güzel yüzü ile Bandırma'mıza kültür ve sanat alanında da poızitif anlamda gençlerimize Enerji ve Sinerji Üretmeye devam edeceği kesin ve bu beni ilersi için çok umutlandırıyor. Bu Tarihi binanın kentimize ve toplumumuza kazanılmasında emeği geçen herkesi bir kentli ve Kültür ve Sanat sever olarak yürekten kutluyorum. Dursun Başkanı'da özellikle tebrik ediyorum. Ve ekliyorum bu gibi tarihi binalardan elimizde artık ne kaldıysa  yıkılıp yok olmaması için çok çok  özen göstermeliyiz. Bunlar kentin kimliği. Bugün tüm ilçe il kasabalarda eski evlerden eser yok  tüm kentler sanki aynı kalıptan çıkmış gibi ruhsuz şekilsiz cansız beton yığınları. Oysa eski resimlere baktığımızda her şehrin kendine has bir görüntüsü ayrı bir kimlik oluştururdu. 
*
 Günümüzde  ülkemizin her yerinde Ekonomik rantlar yüzünden dolayı katledilen tarihi varlıklarımızı yok etmek için   sit  kanunlarını bile değiştirdiler. Yoluna koydular .   Yapılan uyduruk A.V.M.lerle  Para Babalarının  para hırsı çılgınlığını anlatmama gerek yok. .Avrupa'da görüyorum. Tiyatro, Opera ve sanat merkezleri tarihi binalarda asırlardır ayakta, eskiden olduğu gibi şimdi de halka hizmetlerini aksatmadan sürdürmenin haklı gururunu yaşıyorlar.
Biz niye yaşamayalım ki? Ya da yaşayamıyoruz. Sadece meydanlarda mehter takımıyla marşlar söylemek yetmez. Bizler sanatsever bir ulusuz. Barbar değiliz ki ? Bizim eksiklığimiz kültüre ve sanat a  ,sanat eserlerine  Bandırma'da   halkımızın gösterdiği alakayı yöneticilerin umursamaması. Bazıları tabi. Gördük geçirdik Bandırma meydanlarına heykel diye plastikten ucubeler konurmu ?
*
Üzülerek siz okurlarım ile bir gerceği paylaşmamın zamanı geldi. Keşke kentimize kazandırılan Santral Kültür Merkezi 'nin  az ilerisinde  Kurtuluş savaşının kazanılmasında büyük katkısı olan  önemli Komutanlardan Çerkes Ethem'in evinin yıkılmaktan kurtarabilseydik. ,(O tarihi binayı yıkıp apartman yaptılar sanki çok lazım mış  gibi,para gözlüler!! Allah doyursun gözünüzü .)  Çerkez Ethem Konağı'nı kurtarıp Kültür ve Sanat evi yapılabilseydi keşke. Başkasını bilmem ama bu gibi tarihi değerleri para için yıkanları gelecekte toplum affetmayecektir,bu hassas konuda benim ciğerim yanıyor,başkasını bilmem. Ne güzeldi Işık Talebe Yurdu olarak bir süre hizmet vermişti anılarımız var. Hani diyorum eski resimleri ve planları duruyor yeniden yapılabilir mi ?Öylesine aklıma geldi.
*
A.K.M nın açılışında pardon S.K.M.  açılışında konuştuğum Bandırma İmar Komisyonu başkanı Şerafettin Engüdar aynen şöyle dedi; "Kentimizde ki bir çok tarihi binanın restarasyonunu gercekleştirdim, röleve projelerini çizip Anıtlar Kurulundan gerekli izinleri alıp bu değerleri  kentimize kazandırdım.Biz yaparız,yapamıyanlar ise arkadan konuşur,Bizler yerel yönetim olarak böyle Kültür ve sanat eserlerini  Bandırma'mıza kazandırmaya kararlıyız"  dedi. Şerafettin bunları söylerken kararlığı ve samimiyeti yüzünden okunuyordu. Bende kendisine Bandırma'mızın yeni mahallesi Edincik te eski başkan Mehmet Yağcı'nın başlattığı projede  tarihi cumbalı osmanlı evlerini  restore ettirmeye devam edelim ve tıpkı  Safranbolu evleri gibi Edincik evleri de  yerli ve yabancı turıstlerin beğenisine sunulsun alsana sanayiden daha güzel  temiz gelir ve döviz dedim. Şerafettin kardeşimde bana söz verdi. 
 " Sıra oraya geliyor" dedi..
Muharrem Şen -27 -05-2015 Bandırma