Mustafakemalpaşa'nın ara sokaklarında peçete satan Suriye'li çocuk

Geçen gün 17 yıl çalıştığım Mustafakemalpaşa'ya tekrar gittim. 
 Öncesinde 10 yıl  Bandırma'da çalışmışlığım var GİDERKEN hizmet vermediğim mekan kalmamıştı. Ve tekrar döndüğümde  Bandırma küçük İstanbul olmuş! 
Hani derler ya İstanbul'lular ''İstanbul'da İstanbullu kalmadı'' diye .Bandırma'da aynı akibete gidiyor.
 Ama Mustafakemalpaşa'nın hayatımda ki yeri başka. Aslen Susurluk'lu olduğum halde kadim dostlarım orada ve Bandırma'ya yeniden geleli 5 yıl olduğu halde sık sık fırsat buldukça kaçarım .
 Kemalpasa' ya gitim geçenlerde düğüne davetliydim. Emektar Uno ile yavaş yavaş  gerçekten kaymak gibi olmuş duble yollarda giderken dünyanın en güzel tarım arazilerini izledim. Yarısından çoğu boş bekliyor.İçim sızladı.
 Kemalpasa'da kalabalık, trafik karmaşası aynı Bandırma gibi olmuş. Ne hızlı değişim bu.
 Net gözlemim şu;insanlar mutsuz.
**
Mustafa Kemalpaşa'da  iş sahası da yok Bandırma  kadar . Üstüne üstlük Suriye'li göçmen misafirler heryerde ! Sokaklar dolmuş; kadını çoçuğu yaşlısı almış ellerine birer selpak  mendil peçete satıyorlar.
Peki böyle nereye kadar gidebilir. Elbette yaşama tutunmaları lazım ama devlet bizim gençlere istihdam sağlayamazken nasıl olacak bu.Açlığıda yoksulluğuda biliriz bu zor sorun.
Hani derler ya saldım çayıra mevlam kayıra. Al sınırlardan içeri sal nereye giderse. Gözlerinizi kaçıracak yer yok nereye dönseniz  dram  seyrediyorsunuz gözyaşlarınızı tutmak zorundasınız. İnsanın içi acıyor. Her adım başı peçeteye para yetiştimek zorunda kaldım. Böyle peçete satarak ne kadar kazanıp geçinecekler geçinemeyince neler yaparlar acaba tahmin bile etmek istemiyorum.
**
 Hazıra dağlar dayanmaz derler Türk devleti nereye kadar dayanır bilemem, oradan doğduğum köyüm Susurluk Muradiye'ye geçtim  orda da köye Suriye'lilerin getirileceğini söylediler!!.  Oysa Köylüm de bitik durumda. Bitiklik yeni bir şey değil .Öyle olmasa  ekmek derdine düşmezdik yollara. Ama eskiden inekti koyundu tarlada üç beş bir şey ekip geçinebilirdik ama şimdi nerde. Çiftçilik hayvancılık diye bir şey kalmamış köylü de yumurtasını, sütünü, ekmeğini suyunu da köyde ki bakkaldan alır duruma gelmiş. Küçük üretimlerden yaratıcılık içeren ekipbiçmeden soğutulmuş. Ne yapılmış?
Herkese cicili banka kredi kartları verilmiş üçer dörder. Yüklenmiş masum miktarlarda borç krediler. Olmayan yani kazanılmayan o küçük masum  paralar başlarına taş yağdırmış.Ödenemeyenler kat be kat üstüne yazmış.
Köylümün   bankalara  borcu icralara kadar varmış tarlalarını da  hayvanlarını da satmış elinde bir şey kalmamış. Devlet bu soygunculara göz yummuş olamaz . Olsa olsa Ortak'tır diyorlar.
Şimdi gelen Suriye'liler köyde hayatlarını nasıl devam ederler bunu da bilemem aklımda almıyor zaten birde aklımın almadığı  Arap baharı deyip özgürlük deyip  Saddamı, Kaddafi'yi devirip orta doğuyu karıştıran bataklık haline getiren Amerika  Rusya'da  neden  terör derdi yok .

**

Sonuç olarak ben bir emekli emekçi olarak kafam fazla basmasa da yazık oluyor bu Türkiye'ye yazık oluyor. Sokakta cebinde üç kuruşla pazara çıkıp haftalık erzak  düzenlemeye çalışan vatandaşa yazık oluyor. Bunlar benim gibilerin görebileceği şeyler o yüzden yazmak istedim. Yukardakilerin böyle şeylerden haberi yoktur bilmekte istemezler zaten. Gerçekten dar gelirli değil hiç gelirliler  artıyor. Sistemin kurbanları fakirlere yazık oluyor parasızlıktan yarışamadığı eğitim sürecinde heba edilen zeki ve gencecik çoçuklarına da yazık oluyor..Gördüm .
**
Herkes mutsuz umutsuz diye diye zaten bozuk moralinizi dibe vurdurdum sanıyorum. Ama kabahat başkasında değil bizde. Ben de dahilim buna ki senelerce siyasilerimize umut bağladık. Kurtar bizi ''BABA dedik. Sarı Bacı dedik..ANA dedik.Üç anahtar masalına inandık. KIR AT GELİYOR dedik. KARA OĞLAN GELİYOR''diye peşinden koştuk  uğruna öldük. Hadi olmadı  Allahtan korkusu olanlar gelsin dedik . Ama bu zengin memleketin gelirini bir türlü hakça paylaştıramadık. Üsttekilerin yer değiştirmesi oldu sadece . Alttakilerde değişen bir şey yok. Köyde Komşu  teyzemin hali ortada . Eskiden tereyağı yiyordu yayığından şimdi bim margarini..

HAYRETTİN İLDAM -BANDIRMA 07-04-2016