Meclis Üyesi Cengiz Dikici'den CHP İl Başkanı Sarı'yı Yalanlama

 CHP’li Meclis üyelerinin 2019 Kasım ayında İvrindi ve Burhaniye sınırları içinde kurulmakta olan  altın madeni işletmesinin  faaliyetine yönelik  olarak işletmenin  çevreye vereceği olası zararların  araştırmasının  yapılmasına yönelik  verdikleri önergenin kabul edilmesi  üzerine Büyükşehir belediye  meclisince  görevlendirilen komisyonun araştırması sonucu mecliste sunduğu rapora  Büyükşehir Meclisinde yapılan oylamaya CHP'li meclis üyelerinin 3 kişi dışında kabul oyu vermesiyle başlayan tartışmanın yankıları  sürüyor.

Bugün Balıkesir haber sitesi ve gazetelerinde yer alan CHP Balıkesir İl Başkanı Serkan Sarı'nın  açıklamaları  tartışmayı alevlendirdi.  Başkan Sarı bölgedeki madencilik faaliyetlerinin çevreye verdiği zarara ilişkin bir araştırma yapılmasına yönelik önergeye kabul oyu  verdiklerini, bu önergenin ‘CHP’liler siyanürle altın aramaya onay verdi’ şeklinde kamuoyuna yansıtıldığını belirtmesi ve  “gerçek dışı beyanlarla algı yaratmaya çalışıyorlar” şeklinde yaptığı açıklama başta çevreciler olmak üzere partili üyelerce eleştirildi.

BÜYÜKŞEHİR MECLİSİNDE KOMİSYON KARARINA HAYIR DİYEN CHP 'Lİ MECLİS ÜYESİ  CENGİZ DİKİCİ’NİN  AÇIKLAMASI

“Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisine 08.08.2019 tarihinde CHP Grubunca imzalanan “çevre tahribatının ve olası insan sağlığına etkilerinin araştırılması” konusunda verilen önerge ayni gün Çevre ve Sağlık Komisyonu’na havale edilmiştir. İki kez süre uzatımı alan Komisyon’un hazırladığı “Siyanürle Altın Madeni Ayrıştırılması” konulu rapor 19.11.2019 tarihinde Büyükşehir Meclisi’nde görüşülerek oylanmıştır.
İl Başkanlığımızın bugün yapmış olduğu basın açıklamasında “Altın madeninin çevreye zararlı olmadığı yönünde komisyonun rapor hazırladığı, Altın madeninin siyanür ile altın aranmasına onay verdiği, Altın madenine Ruhsat verildiği” yönünde gerçek dışı bir takım paylaşımlar yaptığına şahit olduk denilerek “gerçek dışı beyanlar ile algı yaratılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullanmıştır.
Verilen önerge ile “çevre tahribatının ve olası insan sağlığına etkilerinin araştırması” amaçlanmış olmasına rağmen hazırlanan ve meclise sunulan raporda; Maden için İşletme Ruhsatı ve İşletme İznini bulunduğu, ÇED, Mülkiyet, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı ve taahhütlerin verildiği, söz konusu maden sahaları ve zenginleştirme tesislerinin mevzuatları gereği ilgili Kamu Kurumu ve Kuruluşları tarafından denetlendiği, gerçekleşen teknik ziyarette madencilik faaliyetlerin yürütülmesi hususunda olumsuz bir durum görülmediği ve ilgili tesis yetkililerinin diğer teknik konularda ise verilmiş tüm taahhütlere uyulacağını beyan ettikleri, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığımızca konu ile ilgili olarak yetkili kurumlar ile koordinasyon sağlanarak denetlenmesinin uygun olacağı yazılmış ve işletmenin yasal mevzuat çerçevesinde iş ve işlemlerini devam ettirdiği sonucuna varılmıştır.
Asıl sorunun çevreyi, doğayı ve insan yaşamını dikkate almayan yasal mevzuat olduğu ve kavganın yürürlükteki mevzuat hükümlerinden kaynaklandığının dikkate alınmadığı ve verilen önergenin özü olan “oluşmuş olan çevre tahribatı ile olası insan sağlığına etkilerine yönelik” tek bir değerlendirmede bulunmadığı gibi önümüzdeki yıllarda ruhsat almak isteyecek maden çıkarma işlemlerine dair çözüm önermemesidir.
Kısaca benimde imzam bulunan ilk önerge ile komisyondan çıkan rapor taban tabana zıttır. Çıkan komisyon raporu tahribatı meşrulaştırırken insan sağlığını dikkate almayarak tam tersine talanı meşrulaştırıcı hale getirilecek şekilde komisyonca bağlamından kopartılmıştır. Bu nedenle de bu rapora bu hali ile kabul oyu verilmesi de bugün İl Başkanlığınca yapılan Basın Açıklamasındaki değerlendirmelere katılmak olası değildir.”

13-05-2020/EDİT: MEHMET LEVENTOĞLU