KESK 17 Temmuz 2019 Basın Açıklaması

BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli Basın Emekçileri,

2020-2021 yıllarını kapsayan ‘Toplu Sözleşme’ görüşmeleri 1 Ağustos 2019 Perşembe günü başlayacak. 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon emeklinin gözü kulağı iki hafta sonra kurulacak masada olacak.

Bilindiği üzere bugüne kadar mevcut iktidar ve bu iktidarın 'sendikamız' diye tanımladığı yapı arasında 2012 yılından bugüne tam dört kez danışıklı dövüş oyunlarına dayalı mutabakatlar imzalanmıştır.

Kamu emekçilerinin sözleşmeli, kadro karşılığı sözleşmeli, geçici sözleşmeli, vekil ve ücretli gibi farklı biçimlerde güvencesiz istihdamı artarak sürmektedir.

Ekonomik kriz ile birlikte maaşlarımızdaki erime sürmektedir. Maaşlarımız her yıl açlık sınırına daha fazla yaklaşmaktadır.

Nitekim yaklaşık bir yıldır iğneden ipliğe her şeyi kapsayan zam yağmuru TÜİK'in resmi enflasyon rakamlarına yansımamaktadır.

İki ay içerisinde et ve et ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde yaşanan en az yüzde 20 artış görmezden gelinmiştir. Yine şekerden çaya, akaryakıt ürünlerinden, elektriğe uzanan zamlar, alkol ve sigaradaki ÖTV artışları görmezden gelinmektedir.

Bu ülkede yaşayan 81 milyon TÜİK'in resmi enflasyonu ile düşük gösterilmeye çalışılsa da sokakta, pazarda yaşanan gerçek enflasyonun en az %40 olduğunu biliyor.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine atananların maaşlarında %40 zam yapılmıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

Gelir vergisi adaletsizliği bugün daha da yakıcı hale gelmiştir. Maaş artışlarımız daha cebimize girmeden gelir vergisi olarak kesilmektedir.

Ayrıca 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimler öncesinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözünün gereği yerine getirilmemiştir.

Değerli Basın Emekçileri,

3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi, tam yedi yıldır yandaş yapı ile danışıklı dövüş oyunlarına dayalı mutabakatların bedelini fazlası ile ödemiştir.

Bu fason ve orta oyununa dayanan toplu sözleşme sistemi bir kez değil, iki kez değil, üç kez değil, tam dört kez iflas etmiştir.

Biz KESK ve üye sendikaları olarak; bu toplu sözleşme sürecinde dar gelirli vatandaşlarımızın kamu hizmeti alma hakkını merkeze koyan, halktan yana bir kamu hizmeti hak ettiği, demokratik adil bir çalışma yaşamı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, güvenli gelecek ve gerçek bir toplu pazarlık hakkı için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bunun için önümüzdeki toplu sözleşmede;

* Grevli Toplu Sözleşme ve Örgütlenme Özgürlüğü İstiyoruz!

*İnsanca Yaşanabilir Bir Ücret İstiyoruz! Bugün dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6.750’TL’yi aşmıştır. En düşük ücrette bu yoksulluk sınırının temel alınmasını, eşi çalışmayan iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin maaşının buna göre artırılmasını, eş ve çocuk, kira, yakacak, yemek ve ulaşım yardımları ile cebine giren paranın yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.

* Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,

*Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, maaşlarımızın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilim olan %15 oranın uygulanmasını,

* Tüm lisans ve ön lisans mezunu kamu emekçilerinin ek göstergesinin 3600’e çıkarılmasını, bunun dışında kalan kamu emekçilerinin mevcut ek göstergelerinin 800’er puan artırılmasını,

* Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını, ek gösterge konusunda en mağdur kesim olan Yardımcı hizmetlilere ek gösterge cetveli çıkarılmasını,

* Hangi ad altında olursa olsun tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, mevcut emekli maaşlarının artırılmasını, Emeklilikte Yaşa Takılma (EYT) haksızlığına son verilmesini,

* İşe almada ve görevde yükselmede, unvan değişikliğinde mülakatın güvenlik soruşturması arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını,

* Mahkeme kararı olmadan, hukuksuz bir şekilde KHK ile ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini,

* 0-6 yaş grubundaki çocuklarımız için tüm kamu kurumlarında tam gün hizmet veren ücretsiz kreşler açılmasını,

* Maaşlarımızdan isteğimiz dışında %3 kesinti yapmaya dayalı zorunlu BES sistemine son verilmesini,

* Kadınların sürekli ve güvenceli işlerde istihdamının sağlanmasını, ayrımcılığın son bulmasını istiyoruz.

Konfederasyonumuz KESK’in toplu sözleşme teklifi sadece hükümete sunulmuş bir teklif değildir. Sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerine sunulmuş insanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek teklifidir.

Gelin taleplerimize birlikte sahip çıkalım, haklarımızın peşkeş çekilmesini hep beraber engelleyelim.

İsmail YAVUZ -KESK DÖNEM YÜRÜTMESİ