Kamu ve Kamu Personeli Tanımları Tekrardan Tanımlanmalı

"Örneğin bu önemli ve sıkıntı günlerde iş makinaları ve makina parkuruyla gönüllü elini taşın altına koyan,Aslanlar inşaat, Gülmüş Hafriyat,İlhami Güven'i bir vatandaş olarak kutluyorum.Örnek bir dayanışma ve kent sorumluluğuyla hareket etmişler ve alkışı haketmişlerdir. PEKİ YA DİĞERLERİ..????"

Aydın Akbal

KAMU VE KAMU PERSONELİ TANIMLARININ TEKRARDAN TANIMLANMASI GEREK BU ÜLKEDE

Bu topraklarda ve çoğrafyada yaşanan ve yaşatılana bakılırsa bu kavramların tekrardan üstüne basa basa tanımlanmasında yarar var!

Kamu;Halk hizmeti gören devlet organlarının tümüdür.

Kamu yönetimi işlevsel anlamda kamu politikalarını belirlemeve uygulama,yapısal anlamda ise devletin örgütsel yapısını ifade eder.

*
Bu hizmetlerin değerlemesi ise Kamuoyunu oluşturur.

Kamuoyu kısaca; Halkın benimsemiş olduğu,halkı tamamen ilgilendiren ortak görüşe verilen isimdir.

*

Bütün bu hizmetlerin görüldüğü çalışma alanına ise Kamu sektörü denir. (çeşitli kamu hizmetlerinin sağlanması ile ilgili ekonomik sektördür.)
Bütün bu işleri yürütenlerde gerek yönetici bazında gerekse personel çalışan statüsünde devlet hizmetinde çalışan kişi olan Kamu personelidir.

*
Buraya kadar herşey normal. Görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiş bu kişiler bu çerçevede ki hizmetlerini ve çalışmalarını yürütürken ilginç uygulamalar sonucu ve keyfiyetle vatandaşın sıradan güncel yaşamlarını da yaşanmaz hale getiriyorlar.!
Son günlerin bilinen tartışmalarından birine bakarsak bunu çok bariz olarak da görürüz.

Bölgesi esir alan beyaz esarette birilerine tüm olumsuzluklar,halkın yaşadığı yetmiyor gibi algı pazarlaması ve siyaset pazarında skor tabelasına sayı yazmak derdiyle atışmalara sahne oluyor.

Birisi kalkıyor soruyor .Belediye nerde neden çalışmıyor?  Başka biri, Büyükşehir nerde? Neden çalışmıyor.?  Kriz yönetimi neden eksik?

 Biri pazar yerinin karlar altında olduğunun geyiğinde,Başka bir çevre gönen pazarında ve Biga pazarındaki çökmelerden durumu dramatize etmek ve karşı skorborda sayı eklemek derdinde.

Herkesin derdi birbirine sayı yapmak.

Önemli olan ise çözüm odaklı olmakta ve halkın sorununa çözüm üretmekte.

Gerçi bunlar yasal anlamda kimlerin hangi konuda sorumlulukları var ana arterlerin kimlere bağlı olduğu yerel belediyenin sorumluluk alanları, belli bu durum bile insani noktada çözüme katkı sunmayı ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Bence Yerel Belediye bu konuda ciddi bir sınav verdi ve bu sınavdan da geçer notu aldı.

Asıl benim anlamadığım işin içeriğinden çok bu goygoycu herşeyden kendine bir çıkarım derdindeki holigan taraftar zihniyetleri.

Ayırmaksızın her iki tarafında bu kimlikleri hazır kıta herkes paylaşım savaşında.

Biri vallahi fena gider yaparım diyor öbürü başka bir havada üstelik bir çoğu da kamusal görev tanımı içinde olmayan kişiler ya aile bağı sebebiyle yada siyasal yakınlık kaygısıyle.

Bu karmaşadan kurtulmalı kent insanı.

Şunu sorgulamalı

Koordinasyon içinde neden Halkın sorunlarına birlikte çözüm üretilemiyor?

.Birisinin yaptığının doğru yanlış olduğu kriterine bile bakılmaksızın bir engelleme,onaylamama,bozma.itibarsızlaştırma çabası.NEDEN? NİYE? NİÇİN ??

Aynı enerjiyi hizmet odaklı yapsanız bu sorunlarda zaten olmayacak ve kamusal hizmetler halka daha rahat taşınacak.Kamusal hizmet insanın rengine,siyasal düşüncesine,kişisel sorunlarınız olan biri olduğuna,kamu görevinin bir kişisel hesaplaşma merkezi gibi algılanmasına,sizi eleştirip eleştirmediğine aranızın iyi olup olmadığına ilişkin mi belirlenir.?

Kamu personeli ve hizmetlisi statüsü ne olursa olsun görevinin gereği neyse onu yapmakla mükellef ve sorumludur.Bunun dışında bu ahlaki bir insani kriter olarak ta sorumluluğunuz değil mi.?

Bu garip karmaşayı ve şaçmalıkları izlemek zorunluluğumuz mu var.? Bir kurma kolu gibi hep bir noktadan yönlenen ve görevini bu git gellerle garip bir durumda eksik yaparken çocuklarınıza götürdüğünüz ekmekte vicdani sorumluluğu nasıl taşıyorsunuz.? Hergün ibretlik görüntüleri izlediğimiz meclis arenasındakiler bize birşeyler anlatmıyor mu.? Gündemimiz bu mu olmalı? Bunlardan vakit bulamazsak tabii elzem olana yetişemeyiz sızlanıp dururuz.Geleceğe miras ne bırakmayı düşünüyoruz? İyi mücadele ettik ama yaptırmamak üzerine mi?

Hep birbirimizi mi yedik üzerine?

*

Peki ya bu kentin dinamikleri bu kenttin üretimlerinden sosyal hayatından yaşamından en büyük payı alan iş dünyası bizler neyi seyrediyoruz bu kadar eliniz kolunuz bağlı mı? Bir doğal afet ve kriz sürecine katacağınız bir çözümlemeniz yok mu bizi biz yapan bu kent bu ülke değil mi.?
Örneğin bu önemli ve sıkıntı günlerde iş makinaları ve makina parkuruyla gönüllü elini taşın altına koyan,Aslanlar inşaat, Gülmüş Hafriyat,İlhami Güven'i bir vatandaş olarak kutluyorum.Örnek bir dayanışma ve kent sorumluluğuyla hareket etmişler ve alkışı haketmişlerdir.PEKİ YA DİĞERLERİ..????

Siz nerdesiniz bu kentin size kattığı hiç bir sosyal sorumluluk yok mu?Ekipman ve makina parkuru olarak gözümüzün aradığı diğer firmalar ilk aklıma gelenler...
Yazıcıoğlu,Çebitaş,Bağfaş,Mimra yapı,Etibank,Orman İşletme Müdürlüğü daha da sayabiliriz.BNirlik beraberlik vurgusu öyle slogan ve sözde olmaz BUNDAN DAHA İYİ BİR FIRSAT MI VAR..?

AYDIN AKBAL -BANDIRMA 12-01-2017