Çok başlı Yönetimin Çökerttiği Lübnan'da neler oluyor?

2019 yılındaki "Ekim Devrimi" sırasında Lübnan'ın siyasi atmosferi ve gençliğin umutları yerini hızla umutsuzluğa bıraktı. Ekim 2019'dan itibaren Lübnan lirası, döviz sıkıntısı nedeniyle ABD doları karşısında değer kaybetmeye başladı. Lübnan'da sabit kur rejimi uygulandığı için döviz sıkıntısı yaşanırken yetkililer döviz kurunu istikrara kavuşturamadı.Liradaki devalüasyon, 22 yıl aradan sonra ilk kez büyük çaplı bir döviz karaborsasının ortaya çıkmasına neden oldu. Kasım 2019'da finansal sistemdeki çatlaklar ortaya çıktı.Lübnan bankaları insanların hesaplarını dondurarak nakit çekme ve yapılan transferlere kısıtlamalar getirdi.Nisan 2020'de bankalar ABD doları çekme işlemlerini durdurdu.COVID-19 salgınının yol açtığı seyahat kısıtlamaları ve sürekli sokağa çıkma yasakları, zaten kırılgan olan Lübnan ekonomisini önemli ölçüde etkiledi. 2021 YILINDA dünyanın en çok işçi dövizine bağımlı ülkesi haline geldi . Ayrıca Lübnan ekonomisi turizm gelirlerine ve devlete döviz girişine bağlıdır. Salgının yıkıcı etkileri göz önüne alındığında Lübnan'ın durumu çarpıcı biçimde kötüleşti.

Konuyla ilgili çarpıcı gerçekler için :

Bitmeyen kriz: Lübnan'da neler oluyor?
İlkim Emirler
Lübnan'da ekonomik kriz günden güne derinleşiyor. Döviz hesaplarının durdurulması nedeniyle halk, bankalara saldırıyor. Taşlar, sopalar ve silahlarla bankalara saldıranlar birikimlerine ulaşmaya çalışıyor. 

Geçtiğimiz aylarda bazı vatandaşlar, Beyrut Bankası, Bank Audi ve Byblos Bank gibi yabancı bankaların bölgedeki şubelerine saldırarak camları indirdi. Polis eylemlere müdahale etti.

Ülkenin Başbakanı Necib Mikati'nin geçtiğimiz haftalarda yaptığı "Ülke çok zor ve tehlikeli bir durumda. Artık hükümetimin kamu hizmetlerini sürdürme imkanları tükeniyor" açıklaması da sürecin toparlanamadığını gözler önüne seriyor. 

Peki bu büyük kriz neden ve nasıl başladı?

Arka planda neler oldu
Lübnan hükümeti 2019'da tütün, benzin ve WhatsApp'a ek vergi uygulamayı planladığını duyurdu. Bu ek vergiler nedeniyle hükümete karşı protesto gösterileri düzenlenmeye başladı. Gösteriler kısa zamanda hükümet karşıtı protestoya dönüşürken ülkede başlayan döviz sıkıntısı, Lübnan lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmesine neden oldu. 

Lübnan'da sabit kur rejimi uygulandığı için döviz sıkıntısı yaşanırken yetkililer kuru istikrara kavuşturamadı. Lübnan lirasındaki devalüasyon, 22 yıl aradan sonra ilk kez büyük çaplı bir döviz karaborsasının ortaya çıkmasına yol açtı. Kasım 2019'da finansal sistemde çatlaklar ortaya çıktı. Ülkedeki bankalar, vatandaşların hesaplarını dondurarak nakit çekmelerine ve transfer yapmalarına kısıtlama getirdi. Nisan 2020'de ise bankalar ABD doları çekme işlemlerini durdurdu.

Bu sırada Covid-19 nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamaları ve sokağa çıkma yasakları da hâlihazırda kırılgan olan Lübnan ekonomisini etkiledi. 

Bilgi notu: Lübnan ekonomisinin büyük bölümünün turizm geliri ve devlete döviz girişine bağlı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Covid-19'un ülkenin çöküşünü hızlandırdığı değerlendiriliyor. 
Öte yandan 4 Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen ve 218 kişinin yaşamını yitirdiği, 7 binin üzerinde kişinin yaralandığı patlamanın maliyeti 15 milyar doların üzerinde oldu. Bu, Lübnan'ın GSYİH'sının yaklaşık %65'ini oluşturuyordu. Patlama nedeniyle bazı bölgelerde temiz suya erişim kısıtlandı, günlük elektrik kesintileri yaşandı. Patlamadan 6 gün sonra ise Lübnan'da yeni kurulan hükümet istifa etti. Siyasi istikrarsızlık durumu daha da kötüleştirdi.

Patlamanın ardından istifa eden hükümetin yerine Eylül 2021'de yeni hükümet kuruldu. Hükümet umutları artırsa da bu beklenti kısa sürede söndü. Gelir adaletsizliği derinleşirken ve sınıf ayrımı arttı.

Çöküşün etkisi
Ekonomik krizden önce yaklaşık 440 dolar civarında olan asgari ücret, Lübnan lirasında %98'i bulan değer kaybı nedeniyle 30 doların altına kadar düştü. Ağustos 2019'da 1500 Lübnan lirası olan 1 ABD doları, şu anda 40 bin Lübnan lirasını aşmış durumda.

Lirada yaşanan bu değer kaybı, halkın alım gücüne de yansıdı. Öyle ki, halkın %80'inden fazlasının yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi verdiği düşünülüyor. 

Peki bu ekonomik çöküşün nedeni ne? 
Ekonomideki çöküşü tek bir nedenle açıklamak mümkün değil. BBC Türkçe'ye konuşan Asya, Afrika ve Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü (SOAS) Orta Doğu Direktörü Prof. Lina Khatib, "Lübnan ekonomisinin çöküşünün başlıca nedeni yolsuzluk. Kötü yönetim de sorunu ağırlaştırdı" diyor. Khatib, "Lübnan’daki siyasi seçkinler, diğer Arap ülkeleri gibi sorunun bir parçası oldular. Mezhebi temsile dayalı yönetim sistemi de, yönetici seçkinlerdeki ulusal çıkar duygusu eksikliğini perçinledi" ifadelerini kullanıyor. 

Bir adım geriden: Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riad Salameh, hem Lübnan'da hem de birçok Avrupa ülkesinde hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle 30 yıllık görevinden Temmuz ayında istifa etmişti.
Yine BBC Türkçe'ye konuşan Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr Murat Tınas da ülkedeki sistemin Lübnanlı üst kimliğinin, aidiyet duygusunun gelişmemesine yol açtığını belirterek "Modern Lübnan devleti, mezhepsel, feodal yapılarla mücadele etmek bir yana, bu yapıların üzerine kuruldu. Cumhurbaşkanı Maruni Hristiyan, Başbakan Sünni, Meclis Başkanı da Şii olacak şeklinde. Ama bu sistem, vatandaşlık kavramının toplumda ve bireysel bilinçte yerleşmesine engel oluşturuyor" diyor:

"Bütün bu mezhep gruplarının liderleri devlet kaynaklarını, atamaları, ihaleleri önce kendileri için kullanıyorlar. Gruplarını da ulufe dağıtarak kendilerine bağlı tutuyorlar. Kendi gruplarıyla da denetlenebilir, hesap verir bir ilişkileri yok"
Şimdi ne olacak? 
Lübnan, Mayıs 2022'den bu yana Najib Mikati liderliğindeki yetkileri sınırlı geçici  bir hükümet tarafından yönetiliyor. Meclis ise 10'dan fazla defa yeni bir cumhurbaşkanı seçmekte başarısız oldu.

Hizbullah ve müttefikleri son seçimlerde iktidarlarını kaybettikleri için cumhurbaşkanını seçmek için salt çoğunluğu sağlayamıyorlar. Ancak geri kalan koltuklar bölünmüş durumda. Bu bölünmeden dolayı ise ufukta çözüm ihtimali görülmüyor.

06-09-2023/İLKİM EMİRLER /APOSTO GÜNDEM